DİN
9.9.2023 12:10

Dava Adamı Nasıl Olmalı

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Dava Adamı Nasıl Olmalı

“Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte, himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedîd olan yeis rast gelir. Kuvve-i mâneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı “La takne tu” “Ümidinizi kesmeyin” kılıcını istimal ediniz.

Bediüzzaman / Münazarat

“Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte, himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedîd olan yeis rast gelir. Kuvve-i mâneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı “La takne tu” “Ümidinizi kesmeyin.” (Zümer Sûresi, 39:53.) kılıcını istimal ediniz.

“Sonra müzahemetsiz olan hakkın hizmetinin yerini zapteden meylüttefevvuk istibdadı hücuma başlar. Himmetin başına vurur, atından düşürttürür. Siz “Kunu Lillahi” "Allah için hareket ediniz" hakikatini o düşmana gönderiniz.

“Sonra da ilel-i müteselsiledeki terettübü (belli bir sıra ve sistemle olma) atlamakla müşevveş eden aculiyet çıkar, himmetin ayağını kaydırır. Siz, “İsbiru vesabiru verabitu”yu “İbadette, musibette ve günahtan kaçınmakta sabırlı olun; sabır yarışında düşmanlarınızı geride bırakın; her an cihada hazırlıklı bulunun.” (Âl-i İmrân Sûresi, 3:200) siper ediniz.

“Sonra da, medeni-i bittab olduğundan ebnâ-yı cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükellef olan insanın âmâlini dağıtan fikr-i infiradî  ve tasavvur-u şahsî karşı çıkar. Siz de, “Hayrun nesi en feuhüm ninnasi” “İnsanların en hayırlısı onlara faydalı olandır.” (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 2:463; el-Münâvî, Feyzü'l-Kadîr, 3:481, No: 4044.) olan mücahid-i âlî-himmeti mübarezesine çıkarınız.

“Sonra, başkasının tekâsülünden görenek fırsat bulup, hücum edip belini kırar. Siz de, Ve alallahi fel-yetevekkelü’l mütevekkilun” “Tevekkül etmek isteyenler başkasına değil Allah'a güvensinler.” (İbrahim Sûresi, 14:12.) olan hısn-ı hasîni himmete melce ediniz.

“Sonra da acz ve nefsin itimatsızlığından neş'et eden ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor. Himmetin elini tutup oturtturur. Siz de, “La yedurrukum men dalle izehtedeytüm” “Siz doğru yolda oldukça, sapıtmış olanlar size zarar veremez.” (Mâide Sûresi, 5:105.) olan hakikat-i şâhikayı üzerine çıkarınız. Tâ, o düşmanın eli o himmetin dâmenine yetişmesin.

“Sonra, Allah'ın vazifesine müdahale eden dinsiz düşman gelir; himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder. Siz de “Vessakim kema umirte” “Emrolunduğun gibi dos doğru ol.” (Şûrâ Sûresi, 42:15.) “Vele teteemmar ala seyyidike” (Efendine efendi olmaya çalışma.) olan kâr-âşina ve vazifeşinas olan hakikati gönderiniz. Tâ onun haddini bildirsin.

“Sonra, umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası olan meylürrahat geliyor. Himmeti kaydeder, zindan-ı sefalete (sefillik zindanına) atar. Siz de, “Ve en leyse lil-insani ille me sea” “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm Sûresi, 53:39.) olan mücâhid-i âlicenabı o cellâd-ı sehhara gönderiniz. Evet, size meşakkatte büyük rahat var. Zira, fıtratı müteheyyiç olan insanın rahatı yalnız sa'y ve cidaldedir.

Son olarak, Bediüzzaman'ın Yirmi Dokuzuncu Mektup'ta doğrudan Nur talebelerine yönelik ifade ettiği gayet önemli ve hassas bir uyarıya birlikte kulak verelim:

“Ey kardeşlerim, dikkat ediniz. Vazifeniz kutsiyedir, hizmetiniz ulvîdir. Her bir saatiniz, bir gün ibadet hükmüne geçebilecek bir kıymettedir. Biliniz ki, elinizden kaçmasın.”

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol