SİYASET
16.7.2023 8:48

ABD ve AB Hakkındaki İddialar

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
ABD ve AB Hakkındaki İddialar

Baskı ve istibdat yönetimleri dünyada çökerken ABD ve AB gibi Hürriyetçi Demokratik devletler “Hak ve Hürriyetleri” korumaya devam ettiği sürece güçlerini korumaya devam edecektir.

Washington üniversitesinde politika dersleri veren Profesör George Modelski 1516-1609 yıllarında Portekiz, 1609-1714 yılları arasında Hollanda, 1714-1945 yılları arasında İngiltere ve 1945’den sonra da ABD dünyada söz sahibi olan devletler olmuştur. Bunlarında hakimiyetleri yaklaşık 100 sene, İngiltere’nin 200 sene devam etmiş.

Tabii ki bu rakamlar yaklaşık ifadeler ama bir gerçeği ortaya koyuyor.

1945’de 2045 yılında 25 yıl var.

Moldeski diyor ki "2030’dan sonra ABD gücünü yitirecektir."

**

Ekonomik bakımdan durum nedir?

Bu gün Çin ile kafa kafaya olan ABD ekonomisi 2030’da Çin’in 2050’den sonra ise Hindistan’ın gerisinde olacağı konuşuluyor...

- Neden?

- ABD dünya liderliğini elinden kaçırmamak için kendisini yenilemek istiyor. Trump “İkinci ABD Rüyası” sloganını kullanıyor. ABD’de her şey mükemmel değil. % 15 asgari geçim şartları altında yaşıyor ve 30 milyon üzerinde evi olmayan kişi ve aile mevcut. Ayrıca utanılacak sayıda okuma-yazma bilmeyen var.

ABD bunu bilmez mi? Elbette bilir. Bu sebeple onlar “Biz toplumun %5’ini eğitir %95’ini yönetiriz” diyorlar. Bunun için siyasi reklam, şov ve propoganda silahını çok iyi kullanıyorlar... ABD dünya jandarmalığından asla vaz geçmez ve geçemez. Zira bu iç politika için çok gerekli bir durum ve kalkınmada, savaş ekonomisinin büyük payı vardır.

Ama bu ne zamana kadar?

**

ABD’de “Amerikanın Geleceği” konusunda çalışma yapanlar var. Bunlardan ikisi Emmanuel Todd ve Niall Ferguson’dur. Bu iki araştırmacı ABD’nin çöküşe yakın olduğu konusunda ilgilileri uyarmaktadırlar. Zira önlerinde SSCB örneği var. Ancak Rusya’nın dağılmasının sebebi istibdadın varlığı ve hürriyetin olmamasıdır.

Hürriyet ve demokrasinin olduğu ülkelerde akıl ve ilim, siyaset ve diplomasi hakimdir. Bu durum dağılmayı değil, güçlenmeyi netice verecektir.

**

AB’de olsun ABD’de olsun “İsevînin din-i hakikîsinden ve İslâmiyetten aldığı feyiz ile hayat-ı içtimâiye-i beşeriyeye nâfi san’atları ve adâlet ve hakkaniyete hizmet eden fünûnları takip eden Avrupa” (Lem’alar, 2005, s.291.) var. “Felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiâtını mehâsin zannederek beşeri sefâhate ve dalâlete sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa” (Age, 291.) var.

İnsanlıkta hayır ve güzellik galip, şer ve kötülük ise cüz’îdir. Akl-ı selim sahipleri de sonuçta galip gelecektir. İki dünya savaşının tahribatı önemli bir tecrübedir. İnsanlık üçüncü bir dünya savaşını asla kabul etmez.

Bu gerçekleri göz önüne aldığımız zaman:

AB ve ABD’nin çöküşünü beklemek mirastan pay alacağım diye babasının ölümünü bekleyen tembel çocuğa benzemek gibi biri şey...

ABD’nin çöküş beklentisi 1918 Birinci Dünya Savaşından başlayarak 11 Eylül olaylarına kadar çok defa yazılıp çizildi; ama ABD güçlenerek dünyayı yönetmeye devam ediyor...

SSCB dine karşı olduğu için çöktü. Zira Bediüzzaman’ın tesbiti ile “Dinsiz bir millet yaşayamaz” ama; “Din ve Vicdan Hürriyeti”ni esas alarak dine dost olan bir ABD’yi SSCB’ye kıyas etmek “Kıyas-ı Maal-Farık” olabilir.

**

Endişelenenler elbette sadece siyasiler değil; kurumlar da bunu derinden hissediyor ve bunların başında da Pentagon geliyor. Temmuz 2017’de yayımlanan raporda, ABD’nin küresel liderlik rolünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiliyor ve özetle “imparatorluk çöküyor, bunun için bir an önce tedbir almak gerekiyor” deniliyor.

ABD Askeri güçle elde ettiği perestijini, dünyaya demokratik hak ve hürriyetlere sahip çıkarak sürdürebilir. Dünya dengesi illa terazinin iki kefesi gibi olması gerekmez. Birisi yukarı çıkınca diğeri aşağı düşecek diye düşünmek yanlış olabilir.

İnsanlık dünya barışına ve huzuruna hizmet etmeye devam edecektir. Zira hürriyetin ve demokrasinin faydasını görmüştür. Dünya barışını korumak için dengeli bir politika uygulamaya devam edecek ve diplomasi ile doğru-batı dengesinin korumaya çalışacaktır.

Sonuç olarak:

Yeni dünya düzeninde savaş yok, sömürge yok ve toplumlar uyanmış, insaniyetin nimetlerini tatmış... Sömürüden çok “rekabete” dayalı “Ticaret Savaşları” hükmedecek görünüyor. Artık devletleri askerî müdahale ve güçlerle değil, ekonomik ambargolarla zayıf düşürerek diplomasiye boyun eğmeye çağrılıyor.

ABD ve AB bunu görmeyecek kadar basiretsiz değil...

Dünya tek bir devletin baskıcı gücünü istemiyor ve buna karşı direniyor. Almanya, Çin ve Japonya örneğinde olduğu gibi, büyük devlet olmak, saygın olmak askerî güçlere bağlı değil... Dünyanın en güçlü ordusuna sahip olan SSCB’yi bu gücün kurtaramadığı görüldü... Günümüzde askerî güçler de ekonomik amaçalara hizmet ediyorlar.

ABD’nin Bağımsızlık Bildirgesi’nden itibaren ortaya koyduğu, anayasasında altını çizdiği, Benjamin Franklin’in “Yedi büyük erdem” olarak ifade edilen zorbalıktan kaçınma, özgür basına destek verme, mizah anlayışı, alçakgönüllülük, dış politikada idealizm, hoşgörü ve uzlaşmacılık ilkeleri günümüzde de geçerliliğini korumaya devam ediyor.

ABD ve AB gibi Demokratik devletler “Hak ve Hürriyetleri” korumaya devam ettiği sürece güçlerini korumaya devam edecektir.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol