DİN
19.10.2024 19:12

Abdestsiz Kuran Okunur Mu?

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Abdestsiz Kuran Okunur Mu?

Allah’ı memnun etmek isteyen ve rızasını kazanmayı amaç edinen bir mü’min ne yapmalıdır? Güzelce Abdest almalı ve Kur’ân-ı Kerimi eline alarak kıbleye kaşı dönerek diz çöküp tane tane ve edepli bir şekilde okumalı, edebini ve terbiyesini göstermelidir.

Evet, abdestsiz Kur’an-ı Kerim okunur. Hatta bir insan cünüp olduğu zaman ve bir kadın ay halinde iken de Kur’andan bazı ayetleri okuyabilir. Ancak bunun üç şartı vardır:

1. Okuduğu ayetler dua ve zikir ayetleri olmalıdır.

2. Ezber okumalıdır.

3. Kur’an-ı Kerimi eline alarak okumamalıdır.

Bu üç şarta uygun olarak ezberindeki “Besmele, Fatiha, ihlâs ve muavvizzateyn ve dua ayetlerini” dua ve zikir niyeti ile okuyabilir.

Bunun dışında Kur’an-ı Kerimi eline alamaz, camiye giremez, namaz kılamaz ve kabeyi tavaf edemez. Kur’an-ı Kerimi eline alarak ve Mushaf’a bakarak okumak ve namaz kılmak haramdır. Kabeyi tavaf etmek de haram sayılmıştır. Camiye girmek ise mekruhtur. Peygamberimiz (sav) “Allah abdestsiz namazı kabul etmeyeceğini” (Buhari, Vudu’, 2) bize haber vermiştir.

Bunun sebebi yüce Allah'ın “O’na temiz olanlardan başkası dokunamaz” (Vakıa, 56:79) ayetidir. Temiz olmaktan maksat ise peygamberimizin (sav) bize öğrettiği gibi önce kalbi küfürden temizlemek, sonra da bedenimizi maddi ve manevi kirlerden temizlemek, yani abdest almaktır. Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerimi eline alan bir mü’min Allah’ı görmediği için Allah’a olan saygısını ve sevgisini Allah'ın her zaman kendisini gördüğünü düşünerek ve inanarak Kur’an’a saygı ile gösterir. Kur’âna saygısını da Kur’an-ı Kerimi abdestli ve edepli bir surette ele alarak ve belinden aşağı tutmayarak, okurken karşısında diz çökerek ve kıbleye dönüp okuyarak gösterir. Bu edepli hali ne derece mükemmel ise imanı o derece kâmildir. Bu hali ile de Allah’a daha sevgilidir. Allah elbette kendi kelâmına saygı ve edeple yaklaşanı, saygısız ve edepsiz davranana tercih eder. Yoksa haksızlık olmaz mı?

Allah’ı memnun etmek isteyen ve rızasını kazanmayı amaç edinen bir mü’min ne yapmalıdır? Güzelce Abdest almalı ve Kur’ân-ı Kerimi eline alarak kıbleye kaşı dönerek diz çöküp tane tane ve edepli bir şekilde okumalı, edebini ve terbiyesini göstermelidir.

Yüce Allah'ın emirlerini yorumlayarak emredilenden farklı yorumlar çıkarmaya çalışmak kabul etmemek ve itiraz etmek anlamına gelir. Bir memur amirin emirlerini yorumlayarak savsaklamaya çalışması memuriyet adabına ve amire olan itaatine aykırıdır. Böyle bir memurun iyi bir memur olduğu iddia edilebilir mi?

Kur’an-ı Kerim ayetleri Allah kelamı olduğu için sadece bir manaya münhasır değildir. Elbette mezkûr ayetin birkaç anlamı olabilir.

Birincisi: İlk akla gelen zahiri anlamı ile “Abdest alıp temizlenmeden Kur’an-ı Kerime dokunamayacakları ve okuyamayacaklarını anlatır. Bu manaya inanmak “zahire iman” olduğu için farzdır. İtaat etmek de farzdır.

İkincisi: Kur’ân-ı Kerime Allah kelamı değil diyen inkârcılara Kur’an-ı Kerimin yüce hakikatleri ve manaları anlatılarak insan ve cinlerin o yüksek manaları ifade edemeyecekleri ve bunları düşünerek o ayetleri söyleyemeyecekleri ifade edilir. O ayetlerin yüksek manalarına dokunamayacakları ve Kur’an'ın Allah’tan başka kimsenin söyleyemeyeceği ve peygambere getiremeyeceği ifade edilmektedir.

Üçüncüsü: Kur’ân-ı Kerim Allah tarafından inzal edilmiş, Levh-i mahfuzda yazılmış ve Allah tarafından korunmuştur. Onu değiştirmek ve çarpıtmak için çalışanlar asla ona dokunamazlar. Kötü niyetliler ve temiz kalplere sahip olmayanlar, hasta kalpler ona asla dokunamaz ve değiştiremez. Ancak imanlı olan ve iyi niyetle kur’ana yaklaşanlar ona dokunabilir ve onun yüce manalarını alabilirler demektir.

Nitekim Hz. Ömer (ra) Müslüman olmadan önce kız kardeşi Fatıma’nın evinde Kur’an okunduğunu duyunca öfke ile içeri girdi ve kız kardeşini tokatladı. Sonra kalbi yumuşadı ve okuduğunuzu bana verin de okuyayım ne yazıyor?” deyince kız kardeşi ve eniştesi Sa’d b. Zeyd (ra) “Ona temiz olmayan dokunamaz” dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer kalktı ve gusül abdesti aldı. Sonra Kur’an ayetlerinin yazılı olduğu sahifeleri aldı ve “Tahâ” suresinin başından okudu. (Ali Aslan, Büyük Kur’an Tefsiri, 14:602–608) Bu da göstermektedir ki, daha vahyin ilk yıllarından itibaren sahabeler Kur’ân-ı Kerimi abdestsiz okumuyorlardı.

Yüce Allah “Namaz için yıkanmayı, yani abdest almayı” (Maide, 5:6) “Kur’an okumadan önce de şeytandan Allah’a sığınmayı” (Nah, 16:98) emretti. Burada yüce Allah Kur’an okurken abdest almanıza gerek yok demiyor. Yukarıda geçen “O’na temiz olarak dokunun” emrediyor. Bundan peygamberimiz, sahabeleri ve İslam bilginleri “Kur’an-ı kerim okumak için de abdestin gerekli olduğu” sonucunu çıkarmışlar ve böyle uygulamışlardır. Bunu da delillere dayandırmışladır.

Tabii ki abdest almak Allah’a ve Kur’anın Allah kelâmı olduğuna inanan ve saygı duyanlar içindir. Bundan inanmayanlar Kur’an okumasın ve ona dokunmasın anlamı çıkmaz. İbadet inanan insanların yaptığı şeydir. İnanmayan bunu yapsa ibadet değil soğuk bir taklit olur. İnanmayan elbette Kur’anı merak ederek okuyacak ve abdest alma gereği duymayacaktır ve bu ona emredilmemiştir. Ancak inanan ve Kur’ân-ı Kerimi ibadet aşkı ile okuyup anlamaya çalışanların mutlaka inancının gereği olarak abdest almaları şarttır ve İslam bilginleri bunu ifade etmişlerdir.  Kaldı ki bir mü’minin devamlı abdestli olması ve dini kitapları, tefsir ve hadis kitaplarını okurken dahi abdestli olması büyük bir fazilettir. Bunda Allah'ın ve peygamberin sevgisi ve rızası vardır.

Bir mü’min Kur’an-ı Kerimi eline alarak okuyacağı zaman;

1. Abdest almalı,

2. Yüzünden bakarak okuyacaksa kıbleye dönmeli,

3. İki dizlerinin üzerine oturmalı,

4. Edepli bir şekilde,

5. Tane tane, tertil üzere,

6. Manasını da tefekkür ederek okumalıdır.

Şayet ezberinde olan ayetleri ve zikir dualarını okuyacak ise o zaman abdestli olması Kur’an okumanın sevabını ve kişinin faziletini artırır.

Hz. Ali (ra) “Bir mü’min abdestsiz ezber kur’an okursa her harfine on sevap vardır. Abdestli olarak ezber okursa her harfine yirmi sevap vardır. Abdestli olduğu halde Mushaf’a bakarak okursa her harfinin otuz sevabı vardır. Namazda okursa her harfinin elli sevabı vardır” buyurmuştur.

Demek saygı ve hürmet arttıkça Kur’an okumanın sevabı da artmaktadır.

Neden Kur’ân-ı kerimi abdest almadan okuyalım ki? Abdest almak hem ibadettir, hem temizliktir, zor bir şey de değildir.

Niçin abdestsiz gezelim ki?

Son olarak Bektaşi bir din âlimine sorar: “Abdestsiz namaz olur mu?” Din bilgini de “Elbette olmaz” der. Bektaşi cevap verir: “Ben kılıyorum, oluyor.” Din bilgini cevap verir: “Biz bunu Allah’tan korkan ve rızasını arayanlara söylüyoruz. Böyle bir derdi olmayana sözümüz yoktur.”

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol