Fitne çok değişik anlamlarda kullanılan geniş kapsamlı bir terimdir. Fitne; imtihan, anarşi, bozgunculuk, günah, şirk, bela ve daha başka manalara gelirse de, ekseriya bölücülük, bozgunculuk anlamında kullanılır. Hususi manada ise Allah’tan (cc) alıkoyacak her şey fitnedir, bir imtihandır.
Fitne İslam tarihi boyunca Müslümanların yaşadığı en büyük problemden bir tanesidir. Bu fitne ateşi Resulullah (sav) vefatıyla gayri Müslümler tarafından Ümmeti Muhammedîn arasına sokulmuştur ve artarak günümüze kadar devam etmiştir.
Fitne çok değişik anlamlarda kullanılan geniş kapsamlı bir terimdir. Fitne; imtihan, anarşi, bozgunculuk, günah, şirk, bela ve daha başka manalara gelirse de, ekseriya bölücülük, bozgunculuk anlamında kullanılır. Hususi manada ise Allah’tan (cc) alıkoyacak her şey fitnedir, bir imtihandır.
Muhammed Hadimi Hazretleri “El- Berika” isimli eserinde yetmişten fazla fitne çeşidi bulunduğunu bildirerek buyuruyor ki: “Fitne çıkarmak haramdır. Kur’an-ı kerimde, dinden saptırmak için fitne çıkaranların Cehenneme atılacağı ve fitne çıkarmanın adam öldürmekten daha kötü olduğu ve hadis-i şerifte de, fitne çıkarana Allahu Teâlâ’nın lanet edeceği bildirilmektedir.”
Günümüzde Allaha vuslatta bizleri alı koyacak en büyük etkenlerden bir tanesi ahir zaman fitneleridir. Nedir ahir zaman fitneleri? Hadis âlimleri bu konuyu o kadar önem vermişlerdir ki kitaplarında “Kitabü`l-Fiten” adlı bölümler oluşturmuşlardır.
Peygamberimiz (asm) fitnelerden haber verdiği hadis-i şeriflerden bir kısmı şöyledir:
1. “Bir zaman gelir; insanların dertleri-tasaları mideleri, şerefleri malları-mülkleri; kadınları kıbleleri; paraları ise dinleri olur. İşte onlar Cenab-ı Allah’ın nezdinde nasibi olmayan en kötü yaratıklardır.” (Hz. Ali/ Ramuzu’l-Hadis)
2. “Ahir zamanın, Çocukları uram, yani edebsiz ve hırçın; gençleri hayasız ve vakarsız; yaşlıları emr-i bil-ma’rufu yapmaz; sünneti bid’at gibi, bid’atı sünnet gibi görürler; idarecileri tâgi ve müfsiddir.. İşte o zaman Allah onlara şerlilerini musallat eder. Hayırlıların duâsı ve dâveti kabul olmaz.” (Ramuz-ul Ehadîs, No: 502.)
3. “Ben, benden sonra sizin tekrar güneşe, aya, yıldızlara ve putlara tapmanızdan korkmuyorum. Ben, benden sonra sizin dünya malını aşırı sevip dünya malına tapmanızdan, dünya malı için birbirinizin boynunu vurmanızdan korkuyorum.” (Buhari)
4. “Sevininiz ve sizi sevindirecek şeyler ümid ediniz. Allah’a yemin ederim ki, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum.” (Buhârî, Rikak 7; Müslim, Zühd 6; Buhârî, Cizye 1, Meğâzî 12; Tirmizî, Kıyamet 28; İbni Mâce, Fiten 18.)
5. “Dünya sevgisi her hatanın başıdır. Bir şeyi sevmen, seni kör ve sağır yapar.” (Rezin)
6. “İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki kişi elde ettiği malın haramdan mı, yoksa helalden mi olduğuna dikkat etmeyecek.” (Ramuz, 6238.)
7. “İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki : o zamanda çokça faiz yiyecekler. İçlerinden faiz yemeyenlere bile mutlaka onun tozundan bulaşacak.” (Ramuz, 6248.)
8. “Size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi birbirlerini çağıracakları zaman yakındır. Orada bulunanlardan biri: “O gün sayıca azlığımızdan mı?” diye sordu. “Hayır!” buyurdular. “Bilakis o gün siz çoksunuz. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çerçöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan çerçöpler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize hevn ve zaafı atacak!” “Hevn ve zaaf da nedir ey Allah'ın Rasûlü?” denildi. “Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Melâhim, 5.)
9. Hz. Ömer (ra) bir gün Peygamberimizin (sav) evine gelir, kapıyı çalar girmek için izin ister, izin verilir ve içeri girince peygamberimizi (sav) bir hasır üzerine uzanmış bulur. Bulunduğu odada eşya olarak; yerde bir hasır, duvarda asılı bir keçi postu, yerde de bir su ibriği vardır. Peygamberimiz (sav) hasıra uzandığı için yüzüne hasırın izleri çıkmıştır. Hz. Ömer (ra) bunları görünce ağlamaya başlar. Peygamberimiz (sav) niçin ağladığını sorar. Hz. Ömer (ra) şöyle cevap verir; Aklıma kıralların ve kisraların dünyada ne kadar rahat ve bolluk içinde yaşadıkları geldi, sonra Allah’ın peygamberini de bu halde görünce üzüldüm ve onun için ağladım. Peygamberimiz (sav) bunun üzerine şöyle buyurur: “İstemez misin Ya Ömer Dünya onların ahiret bizim olsun?” (Buhari)
10. “Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne, bir imtihan vesilesi bırakmadım.” (Buhârî Nikâh 17; Müslim Zikir 97 98. Ayrıca bk. Tirmizî Edeb 31; İbni Mâce Fiten 31.)
11. “Dünya tatlı, göz kamaştırıcı ve çekicidir. Allah onu sizin kullanmanıza verecek ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyaya aldanmaktan sakının. Kadınlara kapılmaktan korunun. Çünkü İsrail oğullarında ilk fitne kadınlar yüzünden çıkmıştır.” (Müslim, Zikir, 99; Tirmizî, Fiten, 26; İbni Mâce, Fiten, 19.)
12. “Ben şüphesiz evlerinizin içine yağmur gibi girecek fitneler görüyorum. İlerde büyük fitneler olacak, kişi o fitnelerde kardeşinden ve babasından ayrılacak. O zaman fitneler erkeklerin kalplerinde kıyamete kadar yayılacak. Hatta O fitne zamanında bir kimse, zinakâr kadının zinasıyla ayıplandığı gibi, Allah'ın emirlerine uymasından dolayı ayıplanacak.” (Buhari, 8:89; Ramuz.)
13. “Bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarar, mala ve mevkie düşkün bir adamın dinine verdiği zarardan daha büyük değildir.” (Tirmizi, Zühd, 43.)
14. “Ya Abdurrahman İbni Semüre! Kimseden yöneticilik görevi isteme! Zira bu görev sen istemeden verilirse, Allah yardımcın olur. Eğer sen istediğin için verilirse, Allah’tan yardım göremezsin.” (Buhârî, Ahkâm 5, 6; Müslim, İmâre 13.)
15. “Ümmetimin son zamanlarında mescitlerini süsleyip kalplerini harap bırakan, elbisesini sakınıp koruduğu kadar dinini sakınıp korumayan, dünya işlerinin yolunda gitmesi uğruna dinini vasıta yapmaya aldırış etmeyen birtakım insanlar türeyecektir.” (Hakim)
16. “İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, Kur’an-ı Kerim’in yalnız resmi, İslam’ın yalnız ismi kalacaktır. Onlar, İslam’dan en uzak insanlar oldukları halde, İslami isimlerle isimlenecekler, mescitleri görünüşte mamur olduğu halde, hidayet yönünden harap olacaktır. İşte o devrin alimleri gök kubbenin altındaki alimlerin en kötüleridir. Fitne ve kargaşa onlardan çıkmış, yine kendilerine dönecektir.” (Hakim, Deylemi)
17. “İnsanlara bir zaman gelir ki Kur’an-ı Kerim bir vadide, insanlar başka bir vadide olurlar.” (Hakim, Tirmizi.)
18. “İnsanlara bir zaman gelir ki; camilerinde toplanıp namaz kılarlar. Fakat aralarında mü’min bulunmaz.” (Hakim)
19. “İlerde bir fitne olacak. O fitne içinde kişi mümin olarak sabahlayacak, kafir olarak akşamlayabilecek. Ancak Allahın ilimle kalbini dirilttiği kimseler hariç.” (Râmûzul-Ehâdîs s. 299.)
20. “Öyle bir zaman gelecek ki okuma meraklı kurrâ çoğalacak; fakîhler ise azalacak ve bu sûretle ilim çekilip alınacak. Daha sonra öyle bir zaman gelecek ki insanların okudukları boğazlarından aşağı geçmeyecek.” (Hakim, Müstedrek, V, 504.)
21. “Ümmetimin helaki sefih gençler eliyle olacaktır” buyurdular. “İçimizde salihler ve dindarlar olduğu halde helak olur muyuz?” sorusuna “Kötülükler çok olunca” buyurdular. (Buhari, 8: 88; İbn-i Mace 2: 1331, 1305.)
22. “Zaman yavaş yavaş yaklaşıyor. Amel azalacak, kalplere cimrilik atılacak, fitne hakim olacak. Ölümler artacak.” (Sahihu’l-Buhari, 8: 89.)
23. “Şu önümüzdeki günlerde cehalet iner, o zaman din ilmi kaldırılır. Hem o zaman ölümler çoğalır.” (Buhari, 8:89.)
24. “Son zamanlarda birtakım fitneler olacaktır” buyurur. Dinleyenler: “Ey Allah’ın Rasulü, o zaman nasıl ederiz?” diye sorarlar. Peygamber efendimiz: “İlk durumunuza dönersiniz” buyururlar. (Taberani) Yani İman hizmetine dönün. Bu ümmetin başı nasıl kurtulmuşsa, sonu da öyle kurtulacaktır.
25. “İnsanlara yalan söyleyip yemin ederek günaha girmeksizin hayatın, geçimin çekilmez bir hale geleceği bir zaman gelecektir. O zaman gelince de kaçmak gerekir” buyurdu. Dinleyenler; “Ey Allah’ın Resulü kaçış nereye olacaktır?” diye sorunca Peygamberimiz: “Allah’a, Kitabına ve Peygamberinin sünnetinedir” buyururlar. (Deylemi) “Öyleyse, Allah’a kaçın. Gerçekten Ben sizi, O’ndan yana açıkça uyarıyorum.” (Zariyat, 50.)
26. İslam alimleri “Ahir zamanda yangını çıkaranla, söndürmeye gelenler aynı kişilerdir. Dikkat ediniz” demişlerdir.
27. “Yakında büyük fitneler olacak, o fitnelerde oturanlar ayaktakilerden, ayaktakiler yürüyenlerden, yürüyenler koşanlardan, daha hayırlı olacaklar. Kim o fitne içinde bulunmuş olursa, ondan uzak dursun. O zaman bir iltica yeri, sığınacak mekan bulursa ona sığınsın.” (Buhari, 8:92.) Bir adam Rasulullah’a (sav) sorar: “Ey Allah'ın Resulü, bu durumda ne yapmamızı emredersin?” Hz. Peygamber (sav) Kimin dağda develeri varsa onların peşine düşsün, kimin de davarı varsa, davarlarının yanına gitsin. Kimin de arazisi varsa o da çiftinin başına çekilsin…” (Buhari, Müslim.)
28. Cenab-ı Allah ayeti kerimesinde; “Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda oldukça sapıtmış olanlar size zarar vermez...” (Maide, 5:105.)
29. Ahir zaman fitneleri karşılaşınca ne yapmamız gerektiğini Peygamber Efendimize sorulunca “Müslümanların cemaatine ve onların imamına uy ve bunlardan ayrılma.” Bunun üzerine: “Onların cemaati ve önderi yoksa?..” diye sorulunca “O zaman cemaati ve imamı olmayan fırkaların hepsinden ayrıl, şayet bir ağacın köküne sığınabilirsen, ölüm sana yetişinceye kadar bu hâl üzere ol.” (Buhari, 8:93; İbn-i Mace, 2:1317.)
30. Son sözü yine Mevlana’ya bırakalım. “Eğer ahir zaman afetlerinden, fitnelerinden kurtulmak istersen hiç gecikmeden bir mürşid-i kâmilin eteğini yakala ona sımsıkı yapış. O bu âlemde ölü ancak Allah ile diri olan bir kuldur ki Allah’ın gölgesi gibidir.” O mürşid-i kamil bu zamanda Risale-i Nurdur.