DİN
27.6.2023 12:20

Allah Korkusu

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Allah Korkusu

Hikmetin başı Allah korkusudur. "Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır. / Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır. / Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı Yezdan'ın / Ne irfanın kalır tesiri katiyyen, ne vicdanın." (Mehmet Akif) Allah korkusu esastır; çünkü insanı günahtan korur.

Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde Allah korkusunu nazara verir. “İttekullaha ve etîûn” “Allah’tan korkun ve Ona itaat edin!” “Tehâfûnî” “Benden kokun!” ferman eder. Cehennem azabı ile tahdit eder. Çünkü insanı en fazla etkileyen ve kötülükten alıkoyan korku hissidir. Bu sebeple devlet de suçu önlemek için ceza verir ve hapse atar ve hapisle korkutur. Eğitimde de en müessir olan cezadır.

Yüce Allah “Mü’minler ancak, Allah zikredildiği zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda îmanlarını artıran ve yalnız Rab’lerine dayanıp güvenen kimselerdir.” (Enfâl, 8:2.) buyurur. Peygamberimize hitaben “Ey Nebî! O mütevâzi, itaatkâr ve samîmî insanları müjdele! Onlar ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer…” (Hac, 22:34-35.) buyurarak gerçek müminlerin Allah korkusu içinde hareket edenler olduğunu haber verir.

Korku insanı suç işlemekten ve günaha girmekten korur. Ama sevgi insanı günahtan korumaz. Zira “Ben Allah’ı seviyorum, Allah da beni seviyor. Öyle ise Allah sevdiğini cehenneme atmaz, affedicidir, affeder” der nefsi onu aldatır ve günahlaradalar. Ecel de onu gaflet içinde yakalar. Ölüm her zaman hasta yatakta insana gelmiyor. Ne zaman nasıl öleceğimizi ancak Allah bilir. Özellikle bu zamanda teknik ve teknolojinin geliştiği, depremlerin çoğaldığı ve salgın hastalıkların insanlığı tehdit edecek şekilde yaygın olduğu zamanda Allah’a inanan insanlarınOndan daha fazla korkmaları gerekir. Bu korku onu kul hakkı yemekten, günahlara dalmaktan ve haram kazanç peşinde koşmaktan korur.

 

Allah’ın Rahmeti ve Sevgisi Korkuyla Kazanılır

Kur’an-ı Kerimde “Allah’ı Seviniz!” buyrulmamış, Allah’tan korkun emredilmiştir. NitekimHaşr Suresinde “Ey iman edenler; Allah'dan korkun ve herkes, yarın için önden ne göndermiş olduğuna baksın. Hem Allah'dan korkun; çünkü Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır” (Haşr, 59:18.) buyurmuştur.

Hıristiyanlıkta Allah korkusu yoktur; Allah sevgisi vardır. O da Allah’ın oğlu olarak kabul ettikleri Hz. İsa’yı (as) sevenin kurtulacağı telkin edilir ve “Allah korkulan bir varlık değildir. Allah’ı sevmek gerekir” denilmiş ve bu sebeple Allah’a itaatin gereği olan ibadetler terk edilmiştir. Kur’an-ı Kerim ise “Allah'tan korkun ve bilin ki Allahın azabı pek çetindir.” (Bakara, 2:196.) buyurarakAllah korkusu ile ahirette günahkarların, kafir ve münafıkların gireceği cehennemin dehşeti yüzlerce defa tekrar edilmiştir. Çünkü insan nefsi ancak devamlı tekrar edilen telkinlerden etkilenir. Bu sebeple Peygamberimiz (asm) “Din nasihattır. Din nasihattır. Din nasihattir” (Müslim, Îmân 95; Buhârî, Îmân42; Ebû Dâvûd, Edeb 59; Tirmizî, Birr 17; Nesâî, Bey’at 31, 41.) buyurmuşlardır.

Kur’an-ı Kerim pek çok ayetlerinde Allah’ın öfkesinde ve azabından korkmamızı ister. İsyan eden kavimleri helak ettiğinden bahseder. Âd, Semud ve Firavun'un helakini defalarca anlatır. Bütün bunlarla müminlerin kalplerine Allah korkusunu ve cehennem korkusunu vermeye çalışır.  “Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi kemâliyle bilir” (Bakara, 2:231.) buyurur.

Korku insanı korunmaya ve Allah’a sığınmaya yönlendirir. Günahlardan ve itaatsizlikten, emre uymamaktan sakındırır. Bunun için “Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve onun rahmetine yaklaşmağa yol arayın. O'nun yolunda mücadele edin ki, kurtuluşa eresiniz” (Maide, 5:35.) buyurularak Allah’ın öfkesinden ve azabından ancak ona itaat ederek, yalvarıp yakararak, nefis ve şeytanın aldatmasından Allah’a sığınarak ve yardımını isteyerek kurtulabiliriz. Allah yolunda mücadele ederek, emirlerine itaat ederek Allah’ın rahmetini celpedebiliriz. Yüce Allah bizden bunları istemektedir. Hiçbir şey yapmayacaksınız, emre itaat etmeyeceksiniz, günahlardan kaçmayacak ve Allah’tan korkmayacaksınız Allah’ın rahmetini ve sevgisini nasıl kazanacaksınız?

 

Allah’tan gereği gibi korkmak

Yüce AllahKur’an-ı Kerimde “Ey îman edenler, Allah’tan nasıl korkmak lazımsa öylece korkun. Sakın Müslüman olmaktan başka bir sıfatla can vermeyin.” (Âl-i İmran, 3:102.) “Gücünüz yettiği kadar Allah'tan korkun, takva sahibi olun. Emirlerine uyun, yasaklarından kaçının. Öğütlerini dinleyin, emirlerine itaat edin. Mallarınızı hayır yollarına harcayın; nefisleriniz için hayır yapın, Kim nefsinin cimriliğinden kurtarılırsa, işte bunlar azaptan kurtulanlardır.” (Tegabün, 64:16.) buyurur.

Allah’ın affını ve mükafatını isteyenler ancak Allah korkusu ile yaşamakla mümkündür. YüceAllah affı, mağfireti ve mükafatı iman, korku ve itaat şartına bağlamıştır. “Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.”(Mülk, 67:12.) buyurmuştur. “İşte size vadedilen cennet! Ki o cennet, Allah'a yönelen, emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahmân'dan korkan ve Allah'a yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur” (Kaf, 50:32-33.) buyurmuştur.

PeygamberlerAllah korkusu ile yaşamışlardır. Zira padişahtan en çok vezirleri korktuğu ve vezirleri itaat ettiği bir gerçektir. Zira padişaha yakın oldukları için padişahın öfkesinin de sonuçlarını çok iyi bildikleri için korkuları çok daha fazladır. İtaatları da aynen böyledir. Nitekim Kur’an-ı Kerim “O peygamberler, Allah'ın emir ve yasaklarını tebliğ ederler, O'ndan korkarlar ve Allah'tan başka kimseden korkmazlardı. Allah, hesap görücü olarak kâfidir.” (Ahzap, 33:39.) buyurmuştur.

Allah’tan korkan kimse Ona itaat konusunda en fazla gayret gösteren kimsedir. Nasıl itaat edileceği de yine bize Allah tarafından bildirilmiştir. “Ey iman edenler!Allah’ı çokça zikredin. O'nu sabah ve akşam tesbih edin, yüceltin. O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bağışlanma dileyendir. Allah, müminlere çok merhamet edendir” (Ahzab,33:41-43.) buyurarak sabah akşam belli vakitlerde günde beş defa “NamazKılmayı” emretmiştir.

 

Allah’tan Korkanların Akıbeti

Allah’tan ancak Allah’ı tanıyanlar korkarlar. Zira Allah’ın rahmeti yanında gadabı da vardır. Allah Rahman ve Rahimdir; ancak “Şedidu’l-İkab” ve “Müntakim”dir. Kendisine isyan eden fasıklardan ve kafirlerden intikam alandır. Rahmeti boldur; ama azabı da şiddetlidir. Cenneti vardır; ama cehennemi de dehşetlidir.

Bir sultan halkına sadece şefkat ve merhametle davranır, suçluları ve zalimleri cezalandırmazsa o zaman sultanın izzet ve şerefi yok olur. İnsanlar ondan korkmazlar ve toplumda zulüm, fesat ve kötülükler çoğalır. Yönetim zorba ve zalimlerin ellerine geçer. Yüce Allah “İzzet ve azamet sahibidir.” Mükafatı sonsuz olduğu gibi cezası ve azabı da sonsuzdur. Bunun için “Allah’tan ancak Allah’ı tanıyan ve bilen alimler korkar.” (Fatır, 35:28.)

Allah kendisinden korkanlara merhamet duyar ve onlara daha fazla mükafat verir.Nitekim “Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimseler için iki cennet vardır.” (Rahman, 55:46.) Allah’ı bilen ve tanıyanlar Allah’a hakiki iman edenlerdir ve“Allah iman edenlerin velisi ve dostudur.” (Bakara, 2:257.) Allah’ın evliyasıAllah’ı bilen alimler ve Allah’ı bildikleri için kalpler korku ve ümit içinde olan alimler ve abidlerdir. Yüce Allah onlar için “Haberiniz olsun ki, muhakkakAllah’ın velîleri için bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.”(Yunus, 10:62.) buyurmuştur.

Allah’a iman edenler Allah’tan korkanlardır. Bu hususu yüce Allah “Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler. Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar” (Secde, 32:15-16.)buyurarak tarif etmiştir. Kim bu tarife uyarsa gerçek müminler onlardır. Onları tarif eden bir başka ayette “Öyle erler vardır ki onları ne ticaret, ne alım-satım, Allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz ve onlar gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar” (Nur, 24:37.) buyrulmaktadır.

Yüce Allah’ın inayeti, yardımı ve tevfiki kendisinden korkan kullarınadır. Bu hususu da yüceAllah “Ey iman edenler! Eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.” (Enfal, 8:29.) “Kim Allah'dan korkarsa, Allah onun işine bir kolaylık verir.” (Talak, 65:4.) “Kim Allah’tan korkarsa Allah ona bir kurtuluş ve çıkış yeri ihsan eder” (Talak, 65:2.) ayetleri ile ifade etmiştir.

Takva Allah Korkusuyla Günahlardan Uzak Durmaktır

Kur’an-ıKerimde “takva” Allah korkusu ile günahtan kaçmayı ifade eder. “Ey Âdemoğulları, avret yerlerinizi örtecek libas ve giyip süsleneceğiniz elbise indirdik size. Takva elbisesi ise daha hayırlıdır ve sizi her türlü kötülükten korur. Bu hakikat insanların okuyup öğüt almaları için indirilen Allah ayetlerindendir” (Araf, 7:26.) buyrularak takvanın insanı günahlardan uzak tutarak elbiseden daha iyi koruyacağını güzel bir misalle anlatır.

Yüce Allah'a çıktan da bizleri uyarmakta ve “Günahın açıkta olanını da, gizlisini de terk edin.Çünkü günah işleyenler, günahları sebebiyle cezalandırılacaklardır.” (En’am, 6:120.) “Ey insanlar, gerçekte biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi, birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Muhakkak ki Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır” (Hucurat, 49:13.) buyurarak Allah katında en değerli olanların Allah’tan korkanlar ve günahlardan uzak duranlar olduğunu ifade eder. Çünkü insanlarAllah’ın kendilerine verdiği imkanlar ölçüsünde ibadet ve itaat edebilirler.Yüce Allah da vermediğinden istemiyor ve insanlara kaldıramayacakları yükleri yüklemiyor ve imkansızlıktan yapamadıkları ibadetlerinden sorumlu tutmuyor.Nitekim Allah zengin. Olmayandan zekat, hac ve kurban istememektedir. Ancak günahlardan kaçmama konusunda mazeret yoktur. Çünkü Allah’ın yasakladığı şeyler herkesin uyabileceği şeylerdir.

Evet, “Müminler, Allah’ın rahmetini umarlar ve azâbından da korkarlar...” (İsrâ, 17:57.) “Allah’a havf ve reca içinde dua ederler” (A’râf, 7:56.) Havf ve recâ, ümit ve korku içinde olmaktır. Cennet ümidi, cehennem korkusu, Allah’ın amelimizi kabul edipetmeme ümit ve korkusu, günahlarımızın affedilip affedilmeme ümidi ve korkusu, güzel amellerimizin de ihlaslı olup olmama, ihlası kazanma ve kaybetme ümit vekorkusu ve akıbetimizin imanla kabre girip girmeme ümit ve korkusu gibi ümit ve korkular içinde olmamız lazımdır.

 

Peygamberimizin(asm) Allah Korkusu Konusunda Hadisleri

Peygamberimiz(asm) Allah’ı en iyi bilen ve tanıyandır. Yüce Allah’ın 1001 ismine tam bir ayine olduğu gibi “Hakka’l-Yakîn” mertebesindeki imanı ile bizim gaybî olarak inandığımız iman hakikatlerine bizatihi görmek derecesine terakki etmiştir. Bu sebeple Allah’ı en iyi tanıdığı için “Ben Allah’ı en iyi bileniniz ve O’ndan ençok korkanınızım” buyurmuştur. (Buhârî, Edeb, 72; Müslim, Fedâil, 127.) Demekki iman ne kadar tahkiki olursa Allah korkusu o derece fazla olmaktadır.

Bir gün Rasûlullâh Efendimize: (asm) “Kur’ân tilâveti için hangi ses ve kıraat daha güzeldir?” diye sorulmuştu. Allah Rasûlü “Kur’ân okuyuşunu duyduğunda Allah’tan korktuğunu hissettiğin kimsenin sesi ve kıraatidir” (Dârimî, Fedâilü’l-Kur’ân, 34.) buyurdular.

Peygamberimiz(asm) “Sinek başı kadar bile olsa, gözünden Allah korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanaklarına değecek kadar akan hiçbir mümin yoktur ki, Allah onu ebedî ateşe haram etmesin!” (İbn-i Mâce, Zühd, 19.) “Allah korkusu sebebiyle ağlayan kişi, sağılan süt memeye dönmedikçe cehenneme girmeyecektir. Allah yolunda kaldırılan toz ile cehennem dumanı aslâ bir araya gelmez.” (Tirmizî, Zühd, 8.) “Allah katında iki damla ve iki izden daha sevimli bir şey yoktur: İki damla; haşyetullâh sebebiyle akan gözyaşı ile Allah yolunda akıtılan kan damlasıdır. İki iz de; Allah yolunda cihâd ederken bırakılan iz ile Allah’ın farzlarından birini edâ esnâsında bırakılan izdir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 26.)

Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde “Kalpleriniz taş gibi yahut daha da katıdır. Çünkü taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, yarılır da ondan su fışkırır. Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukarıdan aşağı yuvarlanır. Allah yapmakta olduklarınızdan gâfil değildir” (Bakara, 2:74.) buyurarak Allah korkusu duymayan kalpleri taşlaşmış olanlara taşlardan misal getirerek taşlarındahi Allah korkusu ile nasıl davrandıklarını veciz bir şekilde ifade etmiş ve inananların taşlardan aşağı kalmaması gerektiğini ifade etmiştir.

Kalplerin taşlaşması, merhametten ve Allah korkusundan yoksun olmasının sebebi ölümü düşünmemeleri, dünyaya fazla meyil ve rağbet etmeleri, midelerine haram doldurup kalplerini karartmalarından dolayıdır. Midesine haram giren kimsenin aklı şaşar, yanlışa doğru demeye ve hatalarını ve kusurlarını bahaneler ve tevillerle meşru göstermeye çalışır. Bunun için Peygamberimiz (asm) “Dünyaya rağbet gösterme ki, Allah seni sevsin; insanların ellerinde bulunan şeylere makamlara ve mallara rağbet etme ki, onlar da seni sevsin” (İbn Mâce, Zühd, 1.)buyurmuşlardır.

MalumatlarımızAllah’a iman ve Allah korkusu ile “İlim” haline gelir. Bunun için Allah’tan hak ve hakikatı bilen alimler korkarlar. İlmin amacı kalplere Allah korkusu ve ahiret duygusu vermesidir. Hakikat ilmi işte buradan ortaya çıkar.Peygamberimiz (asm) “Hikmetin başı, Allah korkusudur” (Kadî İyâz, Şifâ biTa'rîfi Hukûki'l-Mustafâ, 1:289.) buyurmuşlardır.

Peygamberimiz(asm) güler yüzlü idi ama devamlı düşünceli, hüzünlü ve rahat olmayan bir hali vardı. Gaflet içinde gülüp eğlenenleri gördü ve “Ey Muhammed ümmeti! Allah'a yemîn ederim ki, benim bildiklerimi sizler bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız.” (Buharî, Kusûf, 2.) buyurdular.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol