DİN
21.2.2024 17:00

Allahın Rahmeti Sonsuzdur

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Allahın Rahmeti Sonsuzdur

Peygamberimiz (asm) “Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız ve azapsız cennete gireceğini Allah bana müjdeledi. İkinci olarak her yetmiş bin için yetmiş bin kişiyi; üçüncü olarak yine her yetmiş bin için yetmiş bin kişiyi hesapsız ve azapsız cennete alacağını müjdeledi” (İhya, 4:531.) buyurmuştur.

İmam-ı Gazali / (Özetleyen: M. Ali KAYA)

Peygamberimiz (asm) “Ey Âdem! Zürriyetinden binde dokuz yüz doksan dokuzu cehenneme gidecektir.” (İhya, 1:82.) “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak yalnız birisi necat bulacaktır” (Ebu Davud, Sünnet, 1; Tirmizî, İman,18; İbn-i Mace, Fiten, 17.) hadis-i şerifleri kesinlikle sahihtir ve doğrudur.

Ancak bu hadislerin manası şöyledir:

İnsan işlediği günahları sebebiyle cehennemi hak eder. Eğer yüce Allah adaleti ile hükmedecek olursa cehennemden kimse kendisini kurtaramaz. Ancak yüce Allah’ın rahmeti, atâsı ve affı ile, rahmetinin genişliği, Peygamberimizin (asm) şefaati ile aff-ı ilâhîye ve rahmet-i ilâhiye mazhar olur da mü’minler ya cehenneme girmeden veya cehennemde bir müddet azap ve ceza çektikten sonra imanlarının gereği cennete girecek ve kurtulacaklardır.

Peygamberler hariç, günah işleyip dünyada tevbe ettiklerinden dolayı affa mazhar olanlar cehenneme girmeden cennete gireceklerdir. Onların da sayısı binde birdir. Nitekim yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Sizden cehenneme girmeyecek kimse yoktur” (Meryem, 19:71.) ayeti bunu ifade etmektedir. (İhya, 4:504.)

Yüce Allah insanların en seçkinleri ve fazietlileri olan sahabeler hakkında dahi “Biz onları affedeceğiz ve onlara büyük mükafat vereceğiz” (Fetih, 48:29.) buyurarak affın en büyük nimet olduğunu ifade eder. Zira sahbeler de Peygamberimizden (asm) sonra aralarındaki ihtilaflardan dolayı pek çok hata, zulüm ve günaha girmişlerdir. Ancak sebkat eden dine, imana ve Kur’ân’a ait hizmetlerinden dolayı yüce Allah onları affedeceğini haber vermektedir.

Peygamberimiz (asm) “Hiç kimse ameli ile cennete giremez. Allah rahmeti ile onu kuşatır da cennete girer” (Buharî, Rikak, 18; Müslim, Münafikîn, 71-73.) buyurmuşlardır. Bu hadis-i şerif de bize Allah’ın cehenneme girmeyi hak edenleri rahmeti ile kuşatarak cennetine alacağını haber vermektedir. Ancak Peygamberimiz (asm) “Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız ve azapsız cennete gireceğini Allah bana müjdeledi. İkinci olarak her yetmiş bin için yetmiş bin kişiyi; üçüncü olarak yine her yetmiş bin için yetmiş bin kişiyi hesapsız ve azapsız cennete alacağını müjdeledi” (İhya, 4:531.) buyurmuştur. Bir başka hadisinde “Benîkelp kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca” (Münziri, Terğib ve Terhib, 3:459.) buyurarak çokluğa işaret etmiştir.

Hatta Peygamberin (asm) davetinin ulaşmadığı yerlerde, beldelerde kendi dinlerince samimi olarak Allah’a ibadet eden, insanlara faydalı olan, mahlukata şefkatle muamele eden, zulüm ve fesada bulaşmayan, Hz. Peygamberi (asm) ve İslam’ı yanlış tanıtanlar tarafından aldatılan ve gerçekleri öğrenme imkanından mahrum olanlar, zalimlerin zulümleri altında ezilen mazlumların da cehennemden kurtulacağını rahmet-i İlâhinin muktezasınca cennete gireceklerdir.

İmam-ı Gazali (ra) böyle hükmettiği gibi, asrımızın alimi Bediüzzaman Said Nursi hazretleri de, Şeyhülislam Mustafa Sabri de aynı görüştedirler. Zira onların durumu “Fetret ehlinin durumu gibidir” demişlerdir. Aynı şekilde Muhiddin-i Arabî Fütuhat’ta, İbn-i Kayyum el-Cevzî “Hidâyetü’l-Hayârâ fî Ecvibeti’l-Yehûd ve’n-Nasârâ” isimli eserinde aynı görüşü nakletmişlerdir.

“Fırka-i Naciye tekdir” hadisine gelince; necat bulanlardan kast edilen cehenneme hiç gönderilmeyen ve şefaate muhtaç olmayanlardır. Yine hadis-i şerifte “Zındıklar hariç ümmetimin hepsi sonunda cennete gireceklerdir” (Keşfu’l-Hafa, 1:149, 309.)

Bu durumda esas olan helak olanların ebedî cehennemde kalmış olmalarıdır. Küfre ve nifaka düşen ve Cehennemden hiç kurtulma ümidi olmayanlardır. Cehennemden kurtulma ümidi olanlar ebedî helak olmuş sayılmazlar. Nitekim peygamberimiz (asm) “Kalbinde zerre kadar imanı olan cehennemden kurtulur” (Buhari, Tevhid, 19, 31, 36, 37; Müslim, İman, 322, 334; Muvatta, 1:212.) buyurmuşlardır.

Şefaate muhtaç olanlar da mezellete maruz kaldıkları için mutlaka kurtulmuş sayılmazlar. Zira Peygamberimiz (asm) “Kim hesaba çekilirse azaba uğrar” (Terğib ve Terhib, 4:396.) buyurarak hesabı şiddetli olanın zillete ve azaba düçar olacağını haber vermiştir. Zira yüce Allah “Zerre kadar şer işleyen ve tevbe etmeyenlerin onun karşılığını göreceğini” (Zilzal, 99:7-8.) haber vermektedir.

Netice

Peygamberimiz (asm) “Yüce Allah’ın Levh-i Mahfuzda ilk yazdığı şey şudur: ‘Ben kendisinden başka ilâh olmayan Allah’ım. Rahmetim gadabımı geçmiştir. Lâ ilâhe illallah Muhammed Resulullah’ diyen herkesi cennetime alacağım.” (İhya, 4:529.)

İman eden cehennemde cezasını ve azabını çeker ve sonuçta kurtulur. İman ve amel sahibi ise mutlaka kurtulur. İman, amel ve ihlas sahibi ise hesapsız cennete girer. Çalışalım ve gayretli olalım ki fazl-ı ilâhî ile, şiddetle hesaba çekilmeden ve şefaate muhtaç olmadan kurtulanlar zümresine girelim. İş şefaate kaldı mı durumumuz tehlikede demektir.

Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin; ama azabından da emin olmayınız. Havf ve Reca arasında bir yol takip ediniz.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol