Her ayet ve sure nazil oldukça Hz. Cebrail Aleyhisselam “Levh-i Mahfuzda” yazılı olduğu ve Allah tarafından tertip edildiği şekliyle Peygamberimize (asm) talim etti. Peygamberimiz (sav) de sahabelere öyle öğretti ve namazlarda öyle okudu ve sahabelere öyle ezberletti.
Sorular:
1. Kur’an-ı Kerim 6666 ayettir deniliyor. Saydım 6236 çıktı. Eksikler nereye gitti?
2. İlk inen sure Alak Suresi, neden Fatiha suresi ilk başta bulunuyor?
3. Kur'an ı Kerim’e insan kelamı da karışmış mıdır? Neye göre nüsha haline getirildi?
Cevaplar:
Cevap-1: Kur'an-ı Kerim ayet sayısı farklı olmasının sebebi ayetlerin sayımında farklı ölçülerin uygulanmasındandır. Mesela Surelerin başlarındaki Besmele 113 tanedir; Neml Suresi içindeki Besmele ile 114 olur. Bazı alimler sure başlarındaki Besmeleyi ayetten saymadıkları ve Sureleri birbirinden ayırmak için konduğunu iddia ettiği için ayetlere dahil edilmemiştir.
Ancak İmam-ı Şafi ra başta olmak üzere ulemanın çoğu “Besmele her sure başında yeniden nazil olduğu için surelerin birinci ayetidir” demiş ve ayet sayısına dahil etmişlerdir. Fatiha Suresindeki Besmele de Hanefi ulemasına göre ayet sayılmaz. Ama Şafiiler “Fatiha’nın birinci ayetidir” dedikleri için onlarda Besmeleyi de okumak farzdır. Bu sebeple Besmeleyi de açıktan okurlar. Bu durumda 6236 + 113 = 6349 ayet oldu mu?
Bir kısmı da ayetlerin ayırımında bunun gibi şüpheye düştükleri için uzun ayetlerin bir kısmını bölerek saymışlardır. Çünkü uzun ayetlerin içinde de birçok durak yerleri vardır. Biliyorsunuz bunları “Mim” harfi ile “Cim” harfi ile ayırmışlardır ve orada durulur. Böylece farklı sayılar çıkınca 6666 adedinde ittifak etmişler ve tartışmayı sonlandırmışlardır.
Türk ulemasından Arap Dili ve Edebiyatı alimi Müfessir Zemahşerî bu konuda ulemayı ikna etmiş ve 6666 olduğunu ispat etmiştir. Bediüzzaman da onun bu görüşünü destekler ve kabul eder. Şimdiki ehl-i dalalete aldanmış akademisyenler bu tartışmayı yeniden gündeme getirerek Müslümanları Kur'an'a iman konusunda şüpheye düşürmek istiyorlar. Yoksa Kur'an-ı Kerim nazil olduğu haliyledir ve bir kelime ve harfinde ilave ve çıkarmak söz konusu değildir. Nasıl nazil olmuş ise öyle korunmuştur.
Cevap-2: Kur'ân-ı Kerim sıra ile nazil olmadı. 23 senede ayet ayet, bazen yarım sure, bazen tam sure şeklinde ve çoğu zaman da sorulan soruya, ortaya çıkan duruma göre bir iki ayet veya tek bir ayet şeklinde inzal edilmiştir. Peki nasıl düzenlendi?
Şöyle: Mesela ilk nazil olan ayetler “Alak Suresinin ilk beş ayetidir.” Beş sene sonra Ebu Cehil Peygamberimizin Kâbe’de namaz kılmasını yasaklayınca “Namaz kılanı engelleyeni gördün mü?” diye başlayan Alak Suresinin diğer ayetleri nazil oldu. Cebrail Aleyhisselam Allah'ın emri ile Peygamberimize ayetleri okuduktan sonra “Bu ayetleri Alak Suresinin beş ayetinden sonra okuyacaksın” buyurarak gelen ayetlerin hangi surenin neresine konacağını da öğretti ve Peygamberimize öyle okudu. Peygamberimiz de (asm) bundan sonra namazlarda böyle okudu ve sahabelerine böyle öğretti.
Aynen bunun gibi her ayet ve sure nazil oldukça Hz. Cebrail Aleyhisselam “Levh-i Mahfuzda” yazılı olduğu ve Allah tarafından tertip edildiği şekliyle Peygamberimize (asm) talim etti. Peygamberimiz (sav) de sahabelere öyle öğretti ve namazlarda öyle okudu ve sahabelere öyle ezberletti. Yine Hz. Cebrail (as) Ramazan ayında Peygamberimize (asm) o güne kadar nazil olan Sure ve ayetleri sıra ile okuyup takip ettiriyordu. Peygamberimiz (sav) de ezberden okuyup Hz. Cebrail'e (as) arz ediyordu. Sahabeler de dinliyorlardı. İşte Ramazan ayında okunan MUKABELE geleneği bu Sünnetten doğmuştur. Son Ramazan ayında bu arz iki defa oldu. Peygamberimiz (asm) “Bu sene Cebrail bana iki defa arz etti. Benim son senem” buyurdu. O sene Veda Haccı’ndan sonra vefat etti. Peygamberimiz Kur'an-ı Kerimi hafızlara öğretirken, namazlarda okurken ve hatim yaparken Fatiha Suresi, Bakara Suresi ve sıra ile 114 sureyi okuyordu. Sonunda Felak ve Nas Sureleri ile hatmi tamamlıyordu. Peygamberimizin (asm) vefatından sonra sahabeler bu usulü hiç bozmadan Kur'an-ı Kerimi toplayıp yazdılar. Sahabelerin ve başkalarının bu tertibte hiçbir rolü yoktur. Peygamberimizin (asm) okuduğu öğrettiği ve tertip ettiği şekliyledir.
Cevap-3: Kur'an'ın bir kitap haline getirilmesi Peygamberimizin (asm) vefatının aynı senesindedir. Hz. Ebubekir (ra) 12 kişilik Hafız Sahabelerden bir komisyon kurdurdu. Onlar bir kitap haline getirdiler. Sonra Medine Halkını toplayarak 33 bin sahabenin huzurunda baştan sona 3 defa okudular. Bütün sahabeler hiçbiri bir ayet veya surede, tertibinde ve okunmasında itiraz etmediler. Hepsi “Biz Resulullah'tan böyle öğrendik ve bu tertip üzere okuduk. Bu Kur'an'da hiçbir eksiklik ve fazlalık yoktur” diye şahitlik edip kabul ettiler. Buna “SAHABE İCMASI” denir. Böylece Kur'an-ı Kerim bu günkü haliyle o zaman tertip edilip kitap haline getirilmiştir. 1500 sendir dünyada Kur'an’ın bir nüshası vardır. Yeryüzündeki milyarlarca Kur'an’ın hiçbirinde bir farklılık yoktur. Böylece Yüce Allah'ın “Kur'an-ı Biz indirdik, Onu Biz koruyacağız” (Hicr Suresi, 13:9.) vadi gerçekleşmiş oldu.
Diğer kutsal kitaplara insanlar müdahale ettiler, tahrif ettiler. Zira Yüce Allah o kitaplar için “Biz onu koruyacağız” şeklinde bir vaadi yoktu. Allah Kur’ân-ı Kerimi nasıl koruyacak? Elbette her şeyi sebeplerle yaptığı gibi bu konuda da “Sahabelerin bu gayreti, çalışması ve Kur’ân-ı Kerimi korumadaki ve okumadaki titizliği” ile yapacaktır ve yapmıştır. Her şey Allah’ın dilediği gibi olmuştur.