SİYASET
2.2.2024 20:00

Cadde-i Kübra ve Siyaset

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Cadde-i Kübra ve Siyaset

“Bir fikre davet cumhur-u ulamanın kabulüne vabestedir. Yoksa davet bidattır; reddedilir” buyuran Bediüzzaman “Umum ümmet cadde-i kübrada gidebilir. Hususi ve dar caddelere sevk edenler idlal ediyorlar” diyerek umum insanlığın genel prensipler etrafında toparlanabileceğini ifade etmiştir.

Bir fikre davet cumhur-u ulamanın kabulüne vabestedir. Yoksa davet bidattır; reddedilir” buyuran Bediüzzaman “Umum ümmet cadde-i kübrada gidebilir. Hususi ve dar caddelere sevk edenler idlal ediyorlar” diyerek umum insanlığın genel prensipler etrafında toparlanabileceğini ifade etmiştir.

Bediüzzaman asrımızın ruh ve maneviyat doktorudur. Hastalığı teşhis etmiş, çarelerini ve devasını da ortaya koymuştur. “Bizim düşmanımız cehalet, zaruret ve ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet ve ittifak silahı ile cihat edeceğiz” ifadeleri Bediüzzaman’a aittir ve asrımızın problemlerini ve çarelerini gösteren en veciz ifadeleridir. Bu vecizede “Cihat” kavramının ve “Düşman” tanımının farklı açılımları ve asrımıza ait tarifleri vardır.

Cehaletin fakirliğin olduğu toplumlarda ihtilafın olması tabiidir. Bunun çaresi ise ilim ve marifettir. Zenginlik ise ilimden kaynaklanan fen ve sanatın sonucunda ortaya çıkan servettir. Asrımızda devletlerarası savaşlar silahlardan çok ekonomik çıkarlar etrafında cereyan etmektedir. Asrımızın ihtiyaçlarını en iyi şekilde tespit eden ve geleceği Kur’ân-ı Kerimin gayb-âşina gözü ve imanın feraseti ile gören Bediüzzaman “Bu zamanda ilây-ı kelimetullahın birinci sebebi, maddeten terakki etmektir. Zira ecnebiler bizi onunla istibdâd-ı manevileri altında eziyorlar” buyurarak maddi terakkinin zamanımızın cihadında büyük rol oynayacağını teşhis ve tespit etmiştir.

Fakirliğin ve ihtilafın giderilmesi için “uhuvvet ve muhabbet dairesinde ittifaka” ihtiyaç vardır. İttifak ise “imtizac-ı efkârla” heva ve hevese tabi olmadan “hüdaya tabi olmakla” mümkün olur. Bu da ilimle; o da “marifetin şua-ı elektriği ile” olacaktır.

Müminler arasındaki ihtilafı giderecek ve ittifakı sağlayacak olan esaslar neler olabilir? Bu mesele üzerinde ne kadar fikir yürütülse yeridir. Birlikten kuvvet doğar. İhtilafta ise kuvvetliler de zaafa düşerler. Nitekim “iki kahraman birbiri ile güreşirken bir çocuk ikisini de dövebilir.

Peygamberimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde “Ahir zamanda Deccal ve Süfyan gibi dehşetli ve muzır şahıslar ehl-i islâmın aralarındaki ihtilaflardan istifade ederek az bir kuvvet ile onları mağlup edeceğini” bize haber vermektedir.

İttifak, asgari müştereklerde ve genel kurallarda buluşmaktır. Bu da kusurları ve ihtilaf noktalarını değil, faziletleri ve ittifak cihetlerini görmeye bağlıdır. Öyle ise müminler “birbirlerinin kusurlarını görmeyerek yekdiğerinin kusurlarına karşı gözlerini yummalıdır.” Uhuvvet ve ihlâsın gereği budur. Sevgi ve muhabbet imanın netice-i zaruriyesidir. Bu da “Allah için şahsî menfaatini dine ve millete feda etme” faziletinden doğar.

Milletin birliğini sağlayacak olan ve bu vazifeyi halkın verdiği yetki ile kullanma durumunda olan hükümetlerdir. Hükümet halkın birliğini ancak herkesin kabul edebileceği genel esaslar çerçevesinde ve asgarî müştereklerde olmalıdır. Bu da çoğunluğa ve genele hitap eden politikalarla olur. Genel içinde özele, toplum içinde azınlıklara yönelik politikalar daima tepki çeker ve birliği sağlamak yerine ihtilafları körükler. Bu sebeple hükümetlerin “Kürt politikası” “Alevi Açılımı” ifadeleri ile meseleleri dillendirmesi büyük hatadır.

Ülkemizde herkesi rahatsız ve huzursuz eden “Anarşi ve Terör“İşsizlik ve Fakirlik” “Eğitim ve Ahlak” gibi çözülmesi gereken önemli problemler vardır. Herkesin kabul ettiği ve çözülmesini istediği bu genel problemler siyasi kaygılarla, azınlıklara ve ülke içindeki gruplara yönelik basit politikalarla çözülemez.

Bu bakımdan hükümetin “Genel Politikalara” yönelmesi, “Kürt ve Alevi Açılımı” gibi söylemlerden kaçınması gerekir. Bu faydadan çok zarar getirir, birliği sağlamak yerine bölünmeyi körükler. Azınlıklara yönelik politika üretmek yerine azınlıkları da içine alan genele hitap eden “Kalkınma Politikaları” yürütülmeli ve bu konuda “Projeler” ortaya konmalıdır.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol