Cihad farz-ı kifaye iken bu zamanda farz-ı ayn olmuştur. Her bir mümin ilây-ı kelimetullah ile mükelleftir.” (Divan-ı Harb-i Örfi, s. 64.) Bunun sebebi cihadın artık maddi olmayıp manevi olması, Kur’an ile ilimle ve Kur’an’ın elmas kılıncı olan hakâık-ı imaniyenin neşri ile olmasıdır.
1. “Allah yolunda nasıl cihat etmeniz gerekiyorsa öyle cihad ediniz.” (Hac, 22:78.)
2. “Cihad farz-ı kifaye iken bu zamanda farz-ı ayn olmuştur. Her bir mümin ilây-ı kelimetullah ile mükelleftir.” (Divan-ı Harb-i Örfi, s. 64.) Bunun sebebi cihadın artık maddi olmayıp manevi olması, Kur’an ile ilimle ve Kur’an’ın elmas kılıncı olan hakâık-ı imaniyenin neşri ile olmasıdır. Herkes ilây-ı kelimetullah ile mükelleftir. Zira devlet “Laiklik” ilkesini esas aldığı için dini vazifeyi yapmıyor.
3. “Dinde zorlama yoktur” (Bakara, 2:255.) ayetinin işâri manası ile ebced hesabı ile 1324 tarihinde “Devlet lâik cumhuriyete döner.” (Şualar, 243.) Cihad iman-ı tahkiki kılıncı ile olur. (Şualar, 243.)
4. “Bu zamanda cihad manevidir.” (Emirdağ Lahikası, 455.)
5. “Maddi cihadın muktezası ise, o vazife şimdilik bizde değil.” (16. Lem’a, s.155.)
6. Biz hakka hizmeti esas almışız. Haklı olmak, hakka hizmet etmek demektir. “Hakka hizmet etmek, büyük ve ağır bir defineyi taşımak gibidir.” (Lem’alar, İhlas Risalesi, s.219.) İhlas demek hakka hizmet etmek ve hakkı müdafaa etmek demektir.
7. İhlas, hakkı müdafaada ısrarlı olmak, hakta sebat ve devam etmek için her türlü engeli aşmaya çalışmaktır. “Ehl-i Sünnet” hakka hizmet ettiği için haklı ve doğrudur. Sırat-ı müstakim hakta sebattır. Güçlü olmak haklı olmaktır. Haklı olan güçlüdür. Bizler gücümüzü çokluktan değil, haklılıktan alıyoruz.
8. “Hakkı bulduktan sonra ehak için ihtilafı çıkarma.” (Sözler, 660.)
9. “Kuvvet haktadır ve ihlastadır.” (Lem’alar, 223.)
10. Haklı olmak ve hakkı müdafaa etmek için “Bilgi” sahibi olmak demektir. Bilginin azı tehlikelidir. Gerçekler teferruatta, ayrıntılarda gizlidir. “İttifak hüdadadır, heva ve heveste değil…” “İttifak cehl ile olmaz; ittifak imtizâc-ı efkardır.” “Cemaatte vahid-i sahih olmazsa cem ve zam kesir darbı gibi küçültür.”
11. Bilginin azı tehlikelidir. Muhakeme olmazsa insanı yanıltır. Gerçekler ayrıntılarda gizlidir. Peygamberimiz (asm) “Alim olup neyi emredeceğinizi ve neden nehyedeceğinizi bilmedikçe sakın emretme ve nehyetme işine girmeyiniz” buyurmuştur.
12. Hakta sebat asıl ve esastır. Bir insan bulunduğu konumda etkin olmazsa hiçbir makamda etkin olamaz. Bir şey için dik duramayan her şeye eğilir.
13. “Tarik-i Hakta gidenlere refakatla iftihar etmek ve arkalarından gitmek ve imamlık şerefini onlara bırakmak ve o hak yolunda kim olursa olsun kendinden daha iyi olduğu ihtimaliyle enâniyetten vazgeçip, ihlası kazanmak ve ihlasla bir dirhem amel ihlassız batmanlarla amellere râcih olduğunu bilmek…” (Lem’alar, 215.)
Sonuç: Hakkı bulmak, hakka taraftar olmak ihlasın gereğidir. “Hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez.” Hakka hizmet edenlere hizmet edenlere refakat etmek gerekir.