DİN
5.12.2024 7:38

Dar-ı Harp ve Faiz

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Dar-ı Harp ve Faiz

İslam bilginleri ve hukukçuları "Devletler Hukuku”nu tanzim ederken "Ülkeleri üçe ayırmıştır. Dar-ı Harp, yani fiilen savaş halinde olduğumuz ülkeler. İkincisi, Dar-ı Sulh, yani barış anlaşması yapılan ülkeler. Üçüncüsü, İslam ülkeleri. İslam ülkeleri Müslümanların yaşadığı ve barış içinde dini görevlerini rahatça yaptığı ülkelerdir. Buraya "Dar-ı İslam" denilmiştir.

Soru: Dar-ı Harp nedir? Dar-ı Harpte faiz alınır diyorlar. Türkiye Dar-ı Harp midir? Mekadonya'da faiz alınır mı?

Bu soruya birkaç maddede cevap vermeye çalışacağız.

Birincisi: Büyük harplerin (1. ve 2. Dünya) sonunda Deccal ve Mehdi çıkacağını, dünyanın bam başka bir şekil alacağını haber vermiştir. Gerçekten de Peygamberimizin (sav) haber verdiği her şey çıkmıştır. 1945 yılından sonra tüm dünya devletleri "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini" ve "Din ve Vidan Hürriyetini" kabul ederek "Din için silahlı savaş" olmayacağını kabul etmişlerdir. Artık hiçbir devlet bir dini esas alıp diğer bir devlete "Allah'ın adını yüceltmek için" savaş yapmamaktadır. Dolayısıyla dünyanın gelinen şartları din savaşını ortadan kaldırmıştır. Hiçbir İslam devleti de din için savaşmıyor... Diğer devletler de...

İkincisi: İslam bilginleri ve hukukçuları "Devletler Hukuku”nu tanzim ederken "Ülkeleri üçe ayırmıştır. Dar-ı Harp, yani fiilen savaş halinde olduğumuz ülkeler. İkincisi, Dar-ı Sulh, yani barış anlaşması yapılan ülkeler. Üçüncüsü, İslam ülkeleri. İslam ülkeleri Müslümanların yaşadığı ve barış içinde dini görevlerini rahatça yaptığı ülkelerdir. Buraya "Dar-ı İslam" denilmiştir. Şimdi, fiilen savaş halinde olduğumuz hiçbir ülke yoktur. Dolayısıyla dar-ı harp de yoktur. Bütün dünya ülkeleri "Din ve Vicdan Hürriyeti" ile dine karşı savaşmadıkları ve barış içinde oldukları için de hepsi dinle barışıktır. En azından her din sahibine ibadet hürriyeti ve inanç hürriyeti yasal da olsa tanımaktadır. Bu durumda dinle savaş yoktur. Dinlerle barış içindedirler. Bu durumda dar-ı sulh sayılırlar. İslam ülkesi ise zaten cemaatle namaz kılınıp, cemaatle bayram ve cuma namazları kılınan her yerdir. Böyle olunca Makadonya İslam ülkesi sayılır. Barış olsa dahi barış hükümleri yazılan barış şartları geçerlidir. Bu ise zaten dine ait şartlar yoktur. Siyasi ve ekonomiktir. Bunlar ise dini şartlar sayılmaz. Dinin haramları her yerde haram, helali her yerde helaldir. Ülke değişmekle imana ve ibadete ait hükümler değişmez.

Üçüncüsü: "Dar-ı Harpte hadler uygulanmaz" hükmü vardır. Ancak faiz alınır, zina edilir, nikah şart değildir gibi dine aykırı hükümler yoktur. "Dar-ı Harpte hadler uygulanmaz" hükmü de Hanefi ulemasına göredir. Zaten dar-ı harp şu an söz konusu değildir. Dinin diğer hükümeri ise dar-ı harp ile değişmez. Yani kişi dar-ı harpte ticarette aldatma yapamaz, dürüstlük esastır. Faiz haramdır, içki haramdır, zina haramdır. Haram ve helaller değişmez. Müslüman yaparsa günaha girer; ancak dar-ı harp olduğu için ona had uygulanmaz. Zira haddi uygulayacak ancak devlettir. İslam devleti olmayınca, İslam mahkemesi olmayınca hadler yani, recm, el kesme ve kısas uygulanmaz... Şafi, Hanbeli ve maliki mezhebine göre, yani cumhura göre faiz ve diğer haramların hükmü ise bakidir. Aldatmak meşru değildir. Zaten bu üç mezhebe göre müslümanların bir defa güven içinde cuma namazı kılındığı yer "Dar-ı İslamdır" ve kıyamete kadar orası bir daha "Dar-ı harb" olmaz.

Bu nedelerle Mekadonyada yaptığınız faizli alışverişler helal değildir.

Soru: Babam iktisat hocası. Makedonya’da bir üniversitede "Banka ve Faiz" dersini veriyor. Faizle ilgili ders vermek veya öğrenmek caiz mi?

Cevap: Ekonomi hayatın bir gerçeği ve üniversitede Ekonomi dersinin bir gereğidir. Faiz haksız kazanç ve ekonominin hastalığıdır. Ancak Martin Luther'in bankaları ve geliri olan faizi meşrulaştırması ile İngiliz yasalarına girmiş, daha sonra ekonominin olmazsa olmazı kabul edilerek yasalaşmış ve devletlerin banka ve ticaret hukukuna girmiştir. Bu nedenle ister istemez Üniversitelerde ders haline gelmiştir. Bu nedenle ders vermekte bir sakınca yoktur.

Ancak faiz konusu sermaye ile beraber ele alındığı zaman sermayenin vazgeçilmezi kabul edilmektedir. Aksi taktirde sermaye nasıl teşekkül edecek ve kendisini nasıl koruyacaktır? Sermaye olmayınca büyük yatırımlar ve üretim nasıl olacaktır? Bu husus İslam bilginleri ve ekonomistlerinin ihmal ettiği bir husustur ve buna bir çözüm üretmedikleri için sorumludurlar... İslam bilginleri "Sermaye teşkili için gerekli önlemleri almadıkları sermayenin helal kaynaklarını "mesela zekat müessesesi" gibi emr-i ilahi olan bir kurumu teşkil etmedikleri için kader-i ilâhi onları faizle çalışan bankalara mahkum etmiştir.

İslam ekonomistleri faizle işleyen bir sistem yerine zekat emrine ve faiz yasağına dayanan bir sistemi ortaya koymazlarsa faize mahkum olacaklardır. Bu nedenle "banka ve faiz"le ilgili eğitim alanlar bunun için çalışmalıdırlar ki İslamın hükümlerinin yüceliğini ortaya çıkarır ve çare üretmeye yönelik çalışmalar yaparlarsa din-i islama ve ekonomiye büyük hizmetler etmiş olurlar....

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol