SİYASET
30.8.2023 10:13

Demokratlık

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Demokratlık

Demokrasi ve demokratlık yükselen değerler arasında devamlı bir yükselme trendi ile istibdat kalelerini yıkarak yoluna devam etmektedir. İnsanlar demokrat partilere ve demokrat idarecilere rağbet ettikleri için halkın karşısına çıkan müstebit ruhlular ve menfaatçiler de kendilerini demokrat göstermeye çalışmaktadırlar.

Demokrasi halkın kendi yöneticisini seçmesi ve yönetimde söz sahibi olmasını sağlayan idari sistemdir. Peygamberimiz (sav) Yüce Allah’ın “Dünya işlerini tanzimde Müslümanlarla istişare et. Bir karar verdiğiniz zaman da bunu uygulamaya azmet ve sonuçta Allah’a tevekkül et ”  ve Şura Suresinde “Müslümanların işleri aralarında şura iledir”  emrini uygulayarak “Meşveret ve Şura” sistemi ile Müslümanları yönetime katmıştır. Sahabeler de peygamberimizden (sav) sonra bu sistemi uygulayarak “Asr-ı Saadette” Hulefa-i Raşidin döneminde hak ve hürriyetlerin korunduğu, seçime dayalı, adaleti sağlayan örnek bir idarî sistem kurmuşlar ve insanlığa bir “Model” sunmuşlardır.

Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin “Adalet, meşveret ve kanun hâkimiyeti” çerçevesine oturttuğu ve içini doldurduğu bu idari sistemi “Meşrutiyet, Demokrat ve Cumhuriyet” isimleri ile değerlendirmiş ve aynı anlamı ifade ettiklerini vurgulamıştır. Demokrat bir idareci halka faydalı hizmetler yaparken, insanlar da o idarecilerin zamanında adalet ile idare edilmişlerdir. İnsan hak ve hürriyetleri demokrat idareciler zamanında uygulama imkânı bulmuştur. Bunun için demokrasi ve demokratlık yükselen değerler arasında devamlı bir yükselme trendi ile istibdat kalelerini yıkarak yoluna devam etmektedir. İnsanlar demokrat partilere ve demokrat idarecilere rağbet ettikleri için halkın karşısına çıkan müstebit ruhlular ve menfaatçiler de kendilerini demokrat göstermeye çalışmaktadırlar. Öyle ise demokratlık nedir, demokrat kimdir sorunsa cevap bulmak gerekmektedir.

Demokratlığın üç temel şartı vardır: Birincisi halka hizmet etmek ve yardımcı olmak, ikincisi halkın inanç ve fikirlerine saygı göstermek, üçüncüsü ise halk için kendi menfaatinden fedakârlık etmektir. Bediüzzamanı’ın ifadesi ile “Demokratlık ve hürriyet-i vicdan İslamiyet’in “Seyyidü’l-kavme hâdimühüm” yani ‘Memuriyet ve emirlik reislik değil millete bir hizmetkârlıktır’  hadis-i şerifine dayanabilir.”  Bu hadis-i şerife göre demokratlık dinimizin idareciler için kabul ettiği ve tavsiye ettiği bir yaklaşım şeklidir ve esas amacı da halka hizmet etmektir.

Bediüzzaman’a göre “Hürriyetçi” ve “Demokrat” olmanın gereği “Şeâir-i İslâmiyeye” taraftar olmaktır.  Demokratlar Şeâir-i İslâmiyeden olan “Ezan-ı Muhammedi”yi ilan etmekle Nur Talebelerinin manevi desteğini hak etmişlerdir. Bunun için “Nurcular demokratlara bir nokta-i İstinattır.”  Ama ne var ki, Ahrarlar iki defa başa geçtikleri halde İttihatçıların Mason kısmı onlara müthiş darbe vurarak az bir zamanda onları devirdiler. Demokratlara da aynı şekilde iki müthiş darbe vurmaya hazırlandıklarını ifade etmektedir.  Gerçekten de 1960 darbesi ile Demokrat Parti, 1980 ihtilali ile de onların devamı olan Adalet Partisi, İttihatçıların devamı olan ve onlara destek verenler tarafından iktidardan uzaklaştırılmışlardır.

Bediüzzaman yine Demokrat ve Ahrar tanımı ve tarifi çerçevesinde “Eski tahribatı tamire başlamak” “Hürriyetperver olmak” ve “Nur ve Nurcuları takdir etmek” gibi kıstasları da ortaya koyar. Bu sayılan vasıflara sahip olan siyasi oluşuma daima dua ettiğini ifade eder. Gelecek ile ilgili temennisini de “İnşallah, o Ahrarlar istibdad-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer’iyeye vesile olacaklar”  şeklinde özetler.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol