FELSEFE
12.1.2024 20:52

Feminizm

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Feminizm

Feminizm kadınların erkeklerin sahip oldukları bütün haklara sahip olmasını ve kadınların hukukta sosyal haklara erkeklere eşit sayılmasını hedefleyen bir düşünce sistemidir. (S. Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler Sözlüğü, 106)

Feminizm Fransızca bir kelimedir. Genel manası ile “Cinsiyet eşitliğini” savunur. Kadın erkek ayrımcılığını reddeder. Cinsler arasında siyasal, ekonomik ve toplumsal eşitliği savunan görüş olarak tanımlanır.

Feminizm konusunda ilk hareketlilik 1968 sonrası “kadın-erkek eşitsizliğine karşı" birçok kadın bir araya gelerek başlamıştır. Ancak bu akım Liberalizm, Marksizm, Radikalizm, Varoluşçuluk ve Psikanaliz gibi akımların etkisinde kalmıştır. Kadın Hakları bağlamında gelişme göstermiştir.      

Feminizm kadınların erkeklerin sahip oldukları bütün haklara sahip olmasını ve kadınların hukukta sosyal haklara erkeklere eşit sayılmasını hedefleyen bir düşünce sistemidir. (S. Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler Sözlüğü, 106)

Feminizm kadın erkek eşitliğini savunan fikir akımıdır, kadın erkek eşitliğini savunur, kadınlara pozitif ayrımcılığa kadar işi götürür. Sosyal politik ve hukukî bir akımdır. Kadına oy hakkı, mülkiyet hakkı ve cinsel özgürlük ister. Kadının okumasını ve çalışmasını savunur. Erkek egemenliğinden kadın egemenliğine geçişe sebeptir. Aşırılar kadına bağımlı erkek ve aileye gerek duymayan bir toplumun oluşmasını isterler.

Feminizm da Laiklik gibi İslam ülkeleri dışında kadınların bütün haklardan mahrum bırakılması ve aşağılanmasının sonucu bir tepki olarak doğmuştur. Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta kadın erkeği yoldan çıkaran şeytan olarak kabul edilirdi. Eski Roma ve Yunanlılara göre ise kadın erkek için bir zevk aracıdır. İslam’dan önce cahiliye döneminde de kadının durumu içler acısıdır. Batıda kadınlar XIX. Yüzyıla kadar kadınların hiçbir değeri yoktu. Erkek kadınlar üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahipti.

Bütün bunlar kadınların da insan olarak erkekler gibi eşit haklara sahip olması gerektiğini düşünenleri harekete geçirdi. İslam’ın kadına verdiği değeri de göz önüne alarak batılılar “Feminizm” akımını geliştirdiler. Bunda batıda gelişen sanayide kadınların asgari ücretle çalışan ucuz iş gücü olarak görülmesi ve çalıştırılması da etken olmuştur. Freudizm’in psikanalize dayanan cinsiyet felsefesi de feministlerin işini kolaylaştırdı ve bilimsel bir çehreye büründürdü. “Kadın Hakları Evrensel Beyannamesi” ortaya çıktı ve kadına “Eğitim, Seçme ve Seçilme Hakları ve Mirastan eşit pay alma hakkı” sağlanmış oldu. Kadın Hakları konusunda aşırıya kaçılmaya ve “Pozitif Ayrımcılık” adı altında kadınlar daha çok haklara sahip olmaya başladılar.

Kadın hissi bir varlık olduğu için etki altında kalmaya meyyaldir. Bundan dolayı kadınlara hak adı altında ticari tüketim ve reklam aracı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca “ekonomik özgürlük” adı altında eğlence aracı olarak az bir para karşılığında kozmetik ve moda alanlarında çalıştırılmaktadırlar. Kadın istismarı ve aşağılanması artarak devam etmektedir.

Fıtrat fıtrî olmayan şeyi reddedip attığı gibi aşırı hak ve pozitif ayrımcılık sonuçta kadın haklarının kısıtlanması ve var olan hakların da ellerinden alınmasına dönüşebilmektedir. Tarih bunun örnekleri ile doludur.

Feministler ikiye ayrılmışlardır. Birincisi kadın erkek eşitliğini savunurken diğerleri kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini savunurlar. Bu ikinci akıma göre erkek çalışma, rekâbet, üstünlük, savaş ve baskı gibi sert ve katı bir otoriteyi temsil ederler. Kadınlar ise barış, sevgi, hoşgörü, uzlaşma, nezaket ve yumuşaklık gibi ılımlı değerleri temsil etmektedirler.

Kadına pozitif ayrımcılığı savunanlar kadın merkezli bir toplumun daha da insani bir toplum olacağını düşünürler. Ama ne ki kadın hakları talebi erkeklere egemen olmaya ve erkekleri ezmeye dönüşmüştür.

Erkeğine hizmet etmeyen bir kadın ekonomik bağımsızlık ve hürriyet adına paranın hatırı için binlerce erkeği memnun etmek için elinden geleni yapmaya kendilerini mecbur ve mahkûm hissetmektedirler.

Feminizmin sonu ailenin önemsiz hale gelmesi, iffet ve namusun yok sayılması, kadının zengin erkekler tarafından eğlence ve ticari araç vasıtası haline dönüştürmekte ve alıp satılan ticari bir meta ve mal durumuna sokmaktadır.

Feminizm böylece kadının değerini ayaklar altına almaktadır.

Kadının özne olmasının sonu budur.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol