DİN
6.12.2024 8:51

Fertet Dönemi Soruları

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Fertet Dönemi Soruları

Nübüvvetten evvel cahiliye Arapları davete muhatap olmadıkları için inanç ve ibadetten sorumlu değillerdir. Zira "Biz peygamber göndermediğimiz kavme azap etmeyiz" (İsra, 117:15) ayeti onların inanç ve ibadetten dolayı cehenneme gitmeyeceklerini ve sorumlu olmadıklarını ifade eder. İmam Eş'âriye göre böyledir.

Soru-1: Yasin suresinin ilk sayfasında bahsi geçen cahiliye Araplarının nübüvvetten evvel vefat edenlerin ahiretteki durumları nedir? Atalarının inzar edilmediği meselesi...

Cevap-1: Nübüvvetten evvel cahiliye Arapları davete muhatap olmadıkları için inanç ve ibadetten sorumlu değillerdir. Zira "Biz peygamber göndermediğimiz kavme azap etmeyiz" (İsra, 117:15) ayeti onların inanç ve ibadetten dolayı cehenneme gitmeyeceklerini ve sorumlu olmadıklarını ifade eder. İmam Eş'âriye göre böyledir. İmam Maturudi ise putlara aracı olarak tapınsalar ve şirkle karışık olsa da Allah'a inanma şartını getirmiştir. Zira aklın görevi Allah'a inanmaktır demiştir. Din ile alay eden, Kabenin hürmetini inkâr edenler kurtulamazlar. Zira onlar tamamen ateist durumundadırlar... Allah'ı inkâr eden dehriler ve felsefecilerin durumu budur. Allahu a'lem..

Ancak kul hakları ve zulümlerinden dolayı ceza göreceklerdir. Zira inananlar da haksızlık ve zulüm sebebiyle ceza görecekleri bir gerçektir. Ancak ibadet ve inanç noksanlığından dolayı cennete gidenler de orada cennetin en alt tabakasını teşkil ederler. Zira cennette dereceler ibadet ve takvaya göredir. Onlarda ise bu yoktur.

Soru-2: Bu cevabınız aklımda bir başka soru uyandırdı. Peki, o zaman Efendimiz (asm) neden bir hadislerinde “Benim babam da senin baban da cehennemdedir” buyurmaktadır? Acaba yanlış mı anlıyorum?

Cevap-2: Peygamberimiz (asm) Tevhit davası ile gelip şirki ortadan kaldırdığı için nübüvvetle ve davetle görevlendirildikten sonra “şirk ile beraber iman” kişiyi kurtarmayacağını kesin bir dille ifade etti. İmanın makbuliyetinin şartı “Tevhid ile peygamberimizin nübüvvetine ve ahirete iman” olduğunu açıkça beyan etti. (Mekke döneminde imanın bu üç esasına vurgu yapılmıştır.)

Arap müşrikleri atalarına çok bağlı olduğu ve onların yanlış yaptıklarını kabul etmedikleri için "Ne yani şimdi senin getirdiğin dine girmezlerse dediğin gibi babalarımızın cehenneme mi gittiklerini söylüyorsun?” dediklerinde Peygamberimiz (asv) inanmayanın kesin cehenneme gideceğini ifade babında “Benim babam da senin baban da kesin cehennemdedir” demesi haktır ve hakikattir. Burada zımmî olarak “Tebliğden sonra tevhidi kabul etmezlerse” ibaresi vardır. Bu hadisin içinde gizli olarak ifade edilmektedir ve hadis böyle anlaşılmalıdır.

Ancak gerçek şu ki Abdulmuttalip ile Abdullah "Hanif" denen zamanda "Tevhidi" savunan azınlık bir grup içinde bulunuyorlardı. Özellikle peygamberimizin babası Abdullah putlardan nefret ederdi. Abdulmuttalip ise tevhide inanmakla beraber Mekke reisi olduğu için kalben kabul etmemekle beraber törenlerde bulunur ve protokoldeki yerini alırdı. Hem onlar henüz peygamberimize nübüvvet verilmediği için fetret döneminin en hayırlı ve salih ameli ile meşhur değerli kişileri idiler ve hiçbir zulüm ve haksızlıkta bulunmamışlardır. Bu nedenle "Ehl-i Necat" olduğu "Ehl-i Sünnet" ulemasınca icma vaki olmuştur.

Ebu Talip ise tebliğden sonra da peygamberimize asabiyet ve akrabalık yönü ile yardımcı olmakla beraber Tevhide inanmadığı, şirkte ve küfürde inat ettiği için kesinlikle cehennemdedir. Hadiste "Benim babam da cehennemdedir" ifadesi Ebu Talibi kast etmiş olabilir. Zira 8 yaşından 30 yaşına kadar babalık yapmış ve 30 yaşından 50 yaşına kadar da daima bir baba gibi peygamberimizi himaye etmiş ve korumuştur.

Son olarak, peygamberimiz kendisine "Senin baban da mı şimdi cehennemlik?" diye soranlara "Ehl-i Fetret" hükümlerini anlatacak değildi. Zira bu izaha girmesi onların ancak inkarını artırır ve polemik konusu yapmalarına sebep olurdu. Zira makam buna müsait değildi...

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol