DİN
12.12.2024 8:16

Fetret Dönemi Hristiyanlar

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Fetret Dönemi Hristiyanlar

Müsteşrikler ve İslamiyet’i öğrendikleri ve Peygamberimizi (asm) duydukları halde batıl dinlerinde ısrar edenler ise “Allah birdir, İsa da Allah’ın peygamberidir” deseler dahi “Muhammed Resulullah” deyip peygamberimize ve Kur’ânın Allah kelamı olduğuna inanmazlarsa kurtulamaz ve cennete gidemezler.

Soru: İslamiyet hakkında yanlış bilgi sahibi olan müsteşriklerin ve bu zamandaki Hıristiyanların durumu nedir? Fetret dönemi şartları var mıdır?

Cevap: Dinsizlik ve imansızlık cereyanını olan komünizmin hâkim olduğu ve dindar Hristiyanlara zulüm ve işkence yapıldığı, kışın şiddetinde sürgüne ve hapse mahkûm edildiği bir dönemde 1940-1980 yıllarında biçarelere gelen felaketler, helâketler, sefaletler, açlıklar sonucu ölenlerin ve perişanlık çeken samimi Hıristiyanların ahiretteki durumu ne olacak? Diye sorulan soruya Bediüzzaman Said Nursi hazretleri şöyle cevap verir:

Böyle musibetlere düçâr olan, ama dinsizliğe girmeyen kâfir de olsa, (Yani peygamberimizi bilmeden inkâr da etse) Hıristiyanlara Allah’ın merhameti ve mükafatı vardır ki bu çektikleri musibetleri ucuza getirir. Masumlar hakkında ise bir nevi şehitlik gibi onu cehennemden kurtarır.

1. Komünistlerin, Hitler, Mussolini gibi zalimlerin zulümleri sonucu gelen felaketlerden dolayı perişan olan ve vefat eden on beş yaşından küçükler, hangi dinden olursa olsunlar mükellefiyet çağına gelmedikleri için sorumlu olmazlar ve şehit hükmündedirler.

2. Komünist ve faşistlerin zulümleri ile ölen ve perişan olanlar. On beş yaşından yukarı olanlar masum ve mazlum iseler mükafatları büyüktür. İslamiyet ve peygamberimiz hakkında bilgi sahibi olmadıkları için fetret döneminde kurtulanlar gibi cehennemden kurtulurlar. Madem onlar zulme maruz kalmışlar, dinsiz olmamışlar ve dinsizlerin ve faşistlerin zulümlerine karşı çıkmışlar Müslümanlar gibi mükafatları büyüktür. Hristiyan oldukları ve Hz. İsa’ya inandıkları ve bu konuda samimi oldukları için çektikleri zulüm onlar hakkında ahirette mükafata sebeptir. Bilhassa ihtiyarlar, din adamları, kadınlar, fakirler ve zayıflar I. ve II. Dünya Savaşında ölen ve perişan olanlar sefahatten, küfürden ve zulümden kaçanlar ve insanların rahat ve huzuru için çalışan ve zalimlere karşı koyanlar Allah’ın geniş rahmetinden istifade ederek o musibet ve zulümler onların günahlarına kefaret olur ve cehennemden kurtulurlar.

3. Şayet bu felakete sebep olan dinsizler ve zalimler, masumların perişan olmasına sebep olanlar, kendi menfaati için insanlığı ateşe atanlar bencil ve alçak şeytanların başlarına gelen felaket ise onlara tam bir cezadır. Hem dünyada hem ahirette o felaket Allah’ın adaleti ile onlara ebedi cehennemi kazandırır.

4. O felakette insanların yardımına koşan Hıristiyanlar, insanların rahatı için çalışanlar, barış için, Hıristiyan oldukları için Hz. İsa’nın ahlakını ve dinin korumaya çalışanlar, insan haklarını korumaya çalışan ve insanlığa hizmet edenler bu fedakarlıklarının mükafatını alacaklardır. Peygamberimizi ve Kur’ânı bile bile inkar ettiklerinden cehenneme de düşseler cehennemde onlara bir mükafat vardır ki onları dehşetli azaptan kurtarır. Hafif bir azapla diğerlerinden daha rahat bir hayata kavuşurlar. Bu da onların mükafatı olur. Onlar da bununla diğerlerine karşı övünürler. (Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lâhikası, 77. Mektup)

Burada Bediüzzaman Said Nursi hazretleri “Hıristiyanlar cennete gidecek ve kurtulacak” demiyor. Ancak zalimlerin zulümlerine karşı çıkan, komünizme ve dinsizliğe karşı mücadele edenler, batıl da olsa dini ve manevi değerleri savunanlar ve zalimlerin zulmü ile ölenler “Fetret döneminde olanlar gibi” kurtulurlar demektedir.

Şimdi Müsteşrikler ve İslamiyet’i öğrendikleri ve peygamberimizi duydukları halde batıl dinlerinde ısrar edenler ise “Allah birdir, İsa da Allah’ın peygamberidir” deseler dahi “Muhammed Resulullah” deyip peygamberimize ve Kur’ânın Allah kelamı olduğuna inanmazlarsa kurtulamaz ve cennete gidemezler. Şayet Kur’ân Allah kelamıdır deseler ve Hz. Muhammed (as) Allah’ın peygamberidir deseler bu defa “Şeriat-ı Muhammediye” olan Namaz, Oruç ve Zekatı vermezlerse günahkar sayılırlar bunları yapmayan Müslümanlar nasıl cehennemi hak ediyorlarsa onlar da ibadete ve şeriata uymadıkları sürece cehennemden kurtulamazlar. Ancak samimi imanları varsa bu durumda ibadetteki noksanlıklarından ve haram olan içki ve zina gibi günahlarından dolayı cezalarını çekmeden yine cennete gidemezler. Çünkü Müslümanlar ne ile mükellef ise onlar da onunla mükelleftirler. Günahkar mü’min tövbe edip farzı yapıp haramdan kaçmadan cennete gidemez; ama Hıristiyan gider demek ne kadar yanlış bir düşünce olduğunu en ami adam dahi anlamaz mı?

Bu zamanda Hıristiyanlık dünyasında 1910 ve 1940’lardaki gibi Komünizm ve Faşizm zulmü yoktur. İlim yaygındır. Hıristiyanların çok olduğu AB Ülkeleri ve ABD gibi ülkeler Müslüman ülkelerden daha çok İslamiyet hakkında, Kur’ân ve Peygamberimizle ilgili bilgiye sahiptirler. Şimdi cehalet ve zulüm maalesef İslam ülkelerinden daha çoktur. Bu durumda “Fetret Dönemi hakimdir” denemez. Bu nedenle Hıristiyanların hiçbir mazeretleri kalmamıştır. Bütün Hıristiyan ülkelerinde Müslümanlar vardır. Din ve Vicdan Hürriyeti ile bütün dinleri öğrenmek mümkündür. Dine baskı yoktur. Kimse dininden dolayı kınanmamaktadır ve din değiştirenler horlanmamaktadır ve dışlanmamaktadır. Dine baskı yoktur. Bu durumda Hıristiyan samimi bir Müslüman olmazsa asla kurtulamazlar…

Bundan sonrasını siz anlayın.

Selamlar.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol