FELSEFE
4.9.2023 17:02

İnsanın İhtiyaç Dairesi

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
İnsanın İhtiyaç Dairesi

İnsan acizdir, hayat yükü pek ağırdır; fakirdir ve muhtaç olarak yaratılmıştır. Ta ki ihtiyaçlarını karşılamak için “Kadıu’l-Hâcât” olan ve her ihtiyaca cevap veren yüce Allah’a muhtaç olduğunu bilsin ve aczini anlayarak ihtiyaç ve dua lisanı ile istesin.

“İhtiyaç dairesi hayal dairesi kadar geniştir. Ne ki elde yok, ihtiyaçta vardır. Elde olmayan ise hadsizdir.  (Bediüzzaman)

İnsan acizdir, hayat yükü pek ağırdır; fakirdir ve muhtaç olarak yaratılmıştır. Ta ki ihtiyaçlarını karşılamak için “Kadıu’l-Hâcât” olan ve her ihtiyaca cevap veren yüce Allah’a muhtaç olduğunu bilsin ve aczini anlayarak ihtiyaç ve dua lisanı ile istesin. İnsanın bütün kâinat ile alakadar ve her şeye muhtaç olarak yaratılmasının hikmeti ve sırrı budur.

1. Yaşama Hakkı ve Güvenlik İhtiyacı: İnsanın gerçek ihtiyacı hayat hakkının korunmasıdır. Yokluktan varlığa çıkmış olmak insan için en büyük nimettir. İnsanı yokluk karanlıklarından varlık ve vücut sahasına çıkaran Allah’tır. Hiçbir sebep insanın bu ihtiyacına cevap veremez. Bu nedenle insanın Allah’a ne kadar minnettar olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Varlık sahasına çıkmak yaşamak için yeterli değildir, hayatın devamı için gereken bütün ihtiyaçlarının da karşılanması gerekir. Bu ihtiyaçların hiçbirisine insanın gücü yetmez. Bu konuda da Allah’ın lütfuna ve merhametine ne derece muhtaç olduğu izahtan varestedir. Hayatın verilmesinden çok korunması gerekir. Bu nedenle hayat sahibi her insanın güvenlik ihtiyacı vardır. Her nevi güvenlik tedbirleri ve devlet ihtiyacı insanın güvenlik ihtiyacından doğmuştur.

2. Ekonomik İhtiyaçlar: Yiyecek, giyecek ve barınma ihtiyacı insanın ekonomik ihtiyaçlarının en önemlilerindendir ki bunlara “Temel ihtiyaçlar” denilmiştir. Her insanın gıdaya, barınmaya ve giyinmeye ihtiyacı vardır. İnsanın çalışması ve üretimde görev alması bu temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve bu konuda başkalarına yardımcı olmak içindir. Temel ihtiyaçlarını temin edemeyen kimselerin sosyal ihtiyaçları bulunmaz. İnsan daima gelişmeye müsait bir yapıdadır. Ancak bunun için öncelikli olarak hayat hakkının korunması ve insanın kendisini güvende hissetmesi gerekir. Sonra hayatın devamı için temel ihtiyaçları karşılanmalıdır. Daha sonra ise sosyal ihtiyaçları ortaya çıkar.

3. Sosyal İhtiyaçlar: Sosyal ihtiyaçlar toplum içinde yaşamaya muhtaç olan insanın saygı görmesi, sevilmesi ve güven kazanma ihtiyacı gibi sosyal ihtiyaçlardır. İnsanın bu ihtiyaçlarını görebilmesi için her şeyden önce “Eğitim” ihtiyacını gidermesi, sonra saygı göstermesi, doğru olması ve insanları sevmesi gerekir. Vermeyen alamaz ve saygılı olmayanın saygı görme hakkı olmaz. Kişi her şeyden önce istediği bir şeyi elde etmek için “emek” vermesi gerekir. Ayrıca layık olması ve liyakat “kesb” etmesi lazımdır. Layık olmayana layık olmadığını vermek haksızlıktır. Hak ancak bir emek karşılığı elde edilen bir kazanımdır.  

a. Bireysel değer isteği: Güvenilmek, takdir edilmek ve sevgi görme ihtiyacıdır. Her insan değerini kendi elleriyle kaybetmemişse değerlidir ve saygı görmeye layıktır. Ancak değersiz işler peşinde koşan ve kendisine layık olmayan şeyleri layık gören güven, takdir ve saygıyı kaybeder. Bunun tek sorumlusu yine kendisidir. Toplum içinde saygı görmeyen ve kendisine güvenilmeyen her şeyden önce kendisini suçlamalıdır.

b. Hürriyet ihtiyacı: insan muhteremdir ve Allah’ın kendisine verdiği duyguları ancak hürriyet ortamında inkişaf eder. İnsanın “İrade” duygusunu kullanması, yani seçim yapması ancak hürriyet ortamında mümkündür. Bu nedenle insanın insanlığını gerçekleştirmesi hür olmasına bağlıdır. Hürriyet ihtiyacı her insanın hakkıdır. İnsanın insanlığın mahveden, kabiliyetlerinin çürümesine sebep olan en kötü durum istibdat ve baskının her çeşididir.

c. Mutluluk ihtiyacı: Haz ve kıvanç duyma ve her nevi üzüntü ve acından kaçınma ihtiyacıdır ki bu da her insanın ihtiyacıdır. Üzüntü ve keder insanın aklını şaşırtır, kabiliyetlerini köreltir ve insanlığına zarar verir. Doğru düşünmesini önler. İnsan ancak mutlu ve huzurlu bir ortamda insanca yaşayabilir. Sevgi ve saygı insanın her nevi korkudan emin olduğu ortamlarda oluşur.

d. Faaliyet ihtiyacı: Çalışma, dinlenme ve eğlenme ihtiyacıdır. İnsan çalışmak ve Allah’ın kendisine emaneten verdiği ve geliştirilmesini istediği kabiliyet ve duygularını geliştirmesi ancak faaliyetle mümkündür. İşleyen demir ışıldadığı gibi çalışan insan da kabiliyetlerini geliştirebilir ve Allahın lütfu olan bu kabiliyetlerinden istifade edebilir. Hayatına hem katkı sağlar, hem de sosyal hayata katkıda bulunur. Eğlenme, gülme ve mutlu olma çabuk sirayet eden güzelliklerdendir. Mutlu olmayan mutlu edemez, gülmeyen güldüremez ve çalışmayan da başkasına faydalı olamaz ve kimseyi de çalıştıramaz. Bu nedenle her insanın faaliyete, çalışmaya, dinlenemeye ve eğlenmeye ihtiyacı vardır.  

e. Cinsel ihtiyaçlar: Evlenme, aile kurma ve mutlu olma ihtiyacıdır. İnsan neslinin devamı bu gibi ihtiyaçların tatminine bağlıdır. Bu nedenle hem bir görev hem de bir ihtiyaçtır. İnsanın sorumluluk alması, baba, eş ve sosyal statü sahibi olması ancak cinsel ihtiyaçlarının tatminine bağlıdır. İnsanın mutluluk ihtiyacı, barınma, korunma, güvenme, faal olma, hür olma, yiyecek ve giyecek ihtiyacı gibi temel ihtiyaçlarının tamamı mutlu bir yuva ile, bu da mutlu bir evlilikle mümkündür. Bu nedenle cinsel ihtiyaç hayat ihtiyacından sonra en değerli ihtiyaç olarak yerini almıştır.

4. Ebedi hayat arzusu ve ihtiyacı: Allah insanı fani dünya için yaratmamıştır. Şayet fani dünya için yaratmış olsaydı insana sonsuz ihtiyaçlar vermez ve diğer hayvanlar gibi sınırlı ihtiyaç, sınırlı duygular ve sınırlı bir ömür verirdi. Allah insanı ebedi yaşamak ve cennette saadet-i ebediye için yaratmıştır. Bu hayata liyakat kesb etmek için de bu dar-ı imtihan olan dünyaya göndererek ruhuna ve nefsine taktığı duygu ve azalarını geliştirmek ve ebedi hayatta tam olarak gelişmiş olarak istifade ettirmek için bu dünya okuluna göndermiştir. Allah vermek istemeseydi istemek duygusunu vermezdi. Ebedi yaşama arzusu ile yanan ve en basit bir eşyasının kaybolmasından üzülen insana verilen ebediyet arzusu elbette ebedi bir hayat içindir. İnsanın midesinin gıda ihtiyacını bilen ve yarattığı sonsuz nimetlerle bu ihtiyacına cevap veren Allah elbette her insanın ebedi hayat arzusunu da tam tatmin edecek olan ebedi hayatı verecektir. Ancak insanın buna layık olması için “İman, ibadet, ahlak ve ilimle” ruhunu geliştirmesi, kabiliyetlerini inkişaf ettirmesi ve duygularını ebedi hayata layık hale getirmesi lazımdır. Bu da ancak dinin evamirine imtisal ve nevahisinden içtinab ile olabilir. Bunun başka bir yolu da yoktur. Yüce Allah’ın peygamberlerini ve kitaplarını göndermesinin en büyük hikmeti de budur.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol