
Evvela, Huruf-u Kur'aniye vahy olmak ve kelamullah olmak sebebiyle "kün" emri gibi ilahi tesir ve tecelliye mazhardır. Zira "Allah'ın hazinesi kelamıdır ol der oluverir" hadis-i şerifi gereği kelam-ı ilahînin tesiri büyüktür. Bu nedenle asla tercümesi o kelam yerine ikame olunamaz. İbadet vahy dili ile yapılır.
Soru:
"İşte, havanın bu hasiyetine binâendir ki, mevcudât-ı havâiye olan hurûfât, kudsiyet kesb ettikçe, yani, âhizelik vaziyetini aldıkça, yani, Kur’ân hurûfâtı olduğundan âhizelik vaziyetini aldığı ve düğmeler hükmüne geçtiği ve sûrelerin başlarındaki hurûfat daha ziyade o münâsebât-ı hafiyenin uçlarının merkezî ukdeleri, düğümleri ve hassas düğmeleri hükmünde olduğundan, vücud-u havâîleri bu hâsiyete mâlik olduğu gibi, vücud-u zihnîleri dahi, hattâ vücud-u nakşiyeleri de bu hâsiyetten hassaları ve hisseleri var. Demek o harflerin okumasıyla ve yazmasıyla, maddî ilâç gibi şifâ ve başka maksatlar hâsıl olabilir." Paragragtaki kudsiyet kesbetmek, vücudu havai, vücudu zihni, vucudu nakşiye kavramlarını izah edermisiniz? Havadaki harflerin mevcudiyetini nasıl anlamalıyız?
Cevap:
Evvela, Huruf-u Kur'aniye vahy olmak ve kelamullah olmak sebebiyle "kün" emri gibi ilahi tesir ve tecelliye mazhardır. Zira "Allah'ın hazinesi kelamıdır ol der oluverir" hadis-i şerifi gereği kelam-ı ilahînin tesiri büyüktür. Bu nedenle asla tercümesi o kelam yerine ikame olunamaz. İbadet vahy dili ile yapılır. Dualar dahi vahy-i ilahinin kelimeleri ve kelamları olmak cihetiyle tesiri artar. Maddi ve manevi şifa olur. Kalplere ve maddi bedene ve eşyaya tesir eder.
Saniyen, Kelamın kutsiyeti kelamın çıktığı kişi, makam ve kelamın kendisine göre değişir. Mesela, bir neferin arkadaşına "Arş!" emri ile Mareşal makamındaki bir müşirin "Arş!" emri arasında müthiş tesir ve icra farkı vardır. Kelam aynı kelam olmakla beraber neferin sözü arkadaşını güldürüken veya kızdırırken, mareşalin emri ile bir milyon nefer harekete geçer ve "Ateş et!" emri gereği büyük savaş meydana gelir. İlahi kelamın tesirini siz tahayyül edin….
Salisen, kelamın vücud-u havaisi kelimenin ağızdan çıkarken çıkardığı sestir. Bu sesin tesiri yine kelamın çıktığı ağız, yumuşaklık ve sertlik, nağmeli ve nağmesiz olmasına göre muhataba tesir eder.
Rabian, kelamın vücud-u zihnisi o kelimenin ifade ettiği manadır. Bu mana dahi güzel ve çirkin, ilim ve hikmet, övgü ve tenkit, hikaye ve mizah manalarını ifade etmesine göre muhataba tesir eder.
Hamisen, kelamın vücud-u nakşisi kağıt üzerindeki şekil ve semboller gibi havada meydana getirdiği şekil ve yazıdaki şekil gibidir ki bu da aynen kulağa ve hisse, ruha ve duygulara olan tesiri gibi maddeye ve eşyaya tesir eder. Bu nedenle kutsi kelamın yazılı olduğu metinleri üzerinde taşıyanlara ne şeytandan ve cinlerden koruma ve melekleri emrine musahhar etme gibi tesirlerinin olduğunu hadislerde ve evliyanın keşiflerinde ve duaları üzerinde taşımanın önemini ifade eden sözlerinde görmek mümkündür.
İlginize teşekkür eder, dualarınızı beklerim.