
Rakam ve harfler farklı şekillerde de olsa sonuçta alem-i manadan olan manaların anlaşılmasına ve bilinmesine vasıta ve alet olurlar. Bu nedenle Kelamullah'ın mahiyeti ve manası ve bu manayı ifade eden sembolleri vahiydir, bizim ağzımızdan çıkan bu sembolleri ifade eden harfler ve sesler mahluktur, kağıt ve üzerindeki mürekkepler ve şekiller mahluktur; ancak "Allah kelamı mahluk değildir."
SORU:
Arap alfabesi vahiy midir? Kuran Arap alfabesi ile nazil olmuş ama Arap alfabesi daha öncede vardı. Arap alfabesi vahiy ise hangi peygambere vahy olmuş? Vahiy değilse Kur'an'ın lafzı beşeri manası vahiy anlamı mı çıkar? Tevratın, İncilin, Zeburun alfabeleri bu minvalde hangi kategoriye giriyor? Günümüzde Tevrat, İncil asıl hüviyeti ile yok ama alfabeleri vahiy ise onlarında elinde alfabenin vahiy olması cihetiyle bir hakikat olmuş olmaz mı?
CEVAP:
İslam bilginleri başta İmam-ı Şafii olmak üzere birden ona kadar rakamların ve alfabe harflerinin kutsiyetine inanmışlardır. Yüce Allah bunları şekil ve sembol olarak Hz. İdris'e (as) öğretmiş o da bundan dolayı yazıyı insanlara öğretmiştir. Rakam ve harfler farklı şekillerde de olsa sonuçta alem-i manadan olan manaların anlaşılmasına ve bilinmesine vasıta ve alet olurlar. Bu nedenle Kelamullah'ın mahiyeti ve manası ve bu manayı ifade eden sembolleri vahiydir, bizim ağzımızdan çıkan bu sembolleri ifade eden harfler ve sesler mahluktur, kağıt ve üzerindeki mürekkepler ve şekiller mahluktur; ancak "Allah kelamı mahluk değildir." Yani ateş kelimesi ateşin medlülüdür, onu hatırlatır; ancak ateşin kendisi değildir, ve ateş ateş demekle ateşin yakıcılığı oluşmaz.
Kelime ve kelam iki nevidir.Birincisi kelamdan gelen kelimeler, ikincisi kudret kelimeleri olan varlık ve eşya. bunlarda hayır da vardır, şer de… Hayra da kullanılır şerre de her ikisini de yaratan Allah'tır. İnsan yaratma, vücut vermeye kudretine haiz değildir, ancak niyeti, imanı ve kastı ile hayrı kendi hakkında şerre, şerri de hayra tebdil edebilir. Hayırda ve şerde istimal edebilir. Bu eşyanın kutsiyetinden ve şerrinden değil, insanın niyet ve kastından ve emr-i ilahiyi yapma/yapmama nehy-i ilahiyi yapma/yapmama şeklinde olur. Bunu kelam uleması "istemek kuldan yaratmak Allah'tan" ifadeleri ile formüle etmişlerdir. Dolayısıyla nasıl eşyayı yaratmak Allah'a ait ise alfabe ve rakamları da yaratmak Allah'a aittir.
Sonuç olarak Alfabe şeklinde yazıyı Allah İdris Aleyhisselama öğretmiş İdris Aleyhisselam da bir rivayete göre 12 diğer bir rivayete göre 24 çeşit alfabeyi insanlara öğretmiş ve insanlar ondan sonra hafızalarında olan ilahi kelamı yazı ile kaydetmeye başlamışlardır. Bu nedenle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda tüm ilahi kelamlar yazıya geçirilmiştir. Bir insan isterse Kur'an-ı Kerimi de tahrif edebilir; ancak Allah buna müsaade etmemiştir. Zira "Kur'anı biz indirdik biz koruyacağız!" va'di diğer kitaplar için yapılmamıştır. Ondan Kur'an korunmuş ama diğer kitaplar korunmamıştır. Yoksa içinde Kur'anın da makbulü olan pek çok hakikat şu anda onlarda da vardır. Zaten bu hakikatlere istinaden devam etmektedir. Bütün bütün hurafeye ınkılap etmiş olsaydı insanların ona inanması ve devamı mümkün olmazdı.