Muvazaa, danışıklı iş, olmayan bir durumu olduğundan farklı gösteren bir anlaşma şeklidir. Hukuk dilinde başkalarını aldatmak amacıyla kendi iradelerine uymayan, aralarında bir hüküm ve sonuç doğurmayan ve gerçekte olmayan bir iş beyanında bulunmak anlamına gelir.
Muvazaa, danışıklı iş, olmayan bir durumu olduğundan farklı gösteren bir anlaşma şeklidir. Hukuk dilinde başkalarını aldatmak amacıyla kendi iradelerine uymayan, aralarında bir hüküm ve sonuç doğurmayan ve gerçekte olmayan bir iş beyanında bulunmak anlamına gelir.
Borcuna karşılık otomebiline haciz geleceğini anlayan birinin otomobilini bir yakınına satmış göstermesi muvazzaalı bir satıştır.
Muvazaa, gizli anlaşmadır. Amacı üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek dışı bir durum oluşturmaktır.
**
Muvazaa partileri “müteharrik-i bizzat” değildir. (ESDE, 2009, Sünuhât, s. 496.) “Kendi kendine bir anlamı olmayan, başkası hesabına hareket eden bir siyasi” oluşumdur. Menfî cereyanlara kapılmış olduğu için bütün faaliyeti başkası hesabına geçer. İradesi hükümsüzdür. İyi niyeti fayda vermez. Başkalarına şuursuz bir alet olur.
Muvazaalı siyasette bir “görünen iktidar” bir de “gerçek iktidar” vardır. Siyasi partiler, seçimler, parlamento ve hükümetler vardır; ama bunların iradesi hükümsüzdür. İyi niyeti fayda vermez.
**
Siyaseti yönlendirme çabaları “İttihat ve Terakki”den miras kalmıştır. Temel mantalitesini “Gizlilik” ögesi oluşturur . İT 1908’de İktidara geldiği zaman dahi gizli yapılanmasını korumuştur. “Merkezi” oluşturanlar kendilerini ifşa etmezler. Kendilerini “Devlet” olarak tanımlar ve “Devletin bekası” için her şeyi ve özellikle siyasi hayatı kontrol altında tutarlar.
Kafalarındaki devlet erkinin en temel aracı olan temel politikaları korumayı amaç edinmiştir. Devletin korunması için kişiler, birimler, kurumlar önemsizdir. Muvazaalı bir siyaset takip ederler.
Böyle bir anlayıştan “Hürriyet ve Adalet” beklenebilir mi?
**
Osmanlı’da kurulan ilk siyasi parti “Ahrar Partisi”dir. Meşrutî yönetim ve Ahrar Fıraksının iktidarı Osmanlı Devletini parçalanmaktan koruyacak bir fırsattı. Bu sebeple Bediüzzaman Meşrutiyeti ve Ahrar Fırkasını fırsat olarak gördü. Ama ne var ki “Avrupa (İngiliz) Siyaseti” 31 Mart 1909 Hadisesi ile Ahrar Fırkasının dağılmasını, İttihat ve Terakki’nin iktidarını ve muvazaalı Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın kurulmasını sağladı.
Bediüzzaman bu sebeple Hürriyet ve İtilaf Fırkasından hiç söz etmez.
**
Cumhuriyet döneminde İttihat ve Terakki’nin bozuk kısmı CHP olarak dirildi. 1923-1950 döneminde 27 sene tek başına ülkeyi yönetti. Bu arada muhalif siyasi fikirleri ve oluşumları yok etmek için “Muvazaalı” partilere izin verdi.
1924’de kurulan “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası” 1925 Şeyh Said isyanı bahanesi ile, irtica suçlaması ile; yine 12 Ağustos 1930’da Fethi Okyar’ın kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası 17 Aralık 1930’da feshedildi. 23 Aralık 1930’da Menemen Olayı meydana getirilerek tüm iktidar muhalifleri susturuldu.
Her iki parti de “Muvazaa Partileri” olduğu ortaya çıkmış oldu.
**
1946’da kurulan Demokrat Parti bir muvazaa partisi değildi. Müteharrik-i bizzattı. Hareketi kendisindendi. Demokrasiyi esas alan, dahilden çıkan, başkasına alet olmayan bir hareketti. (ESDE, 479.) Bediüzzaman “Otuz beş sene sonra Ahrarlar yeniden dirildi” (Emirdağ Lahikası, 520; Beyanat ve Tenvirler, 305.) buyurarak sahip çıktı.
Ama ne var ki DP 1960 ihtilali ile kapatıldı. Ancak Ahrar ve Demokratlar 1965’de Adalet Partisinde toplandı. Adalet Partisi de 1980 ihtilali ile kapatıldı. Demokratlar bu defa 1987’de Doğru Yol Partisinde toplandı. DYP’de 28 Şubat 1997’de dağıtıldı. Günümüzde Ahrar ve Demokratlar, Demokrat Parti (DP) olarak yeniden toparlamaya başlamıştır.
**
1950 DP iktidarından sonra kurulan Muvazaa partilerine gelince; her ihtilalin arkasından ortaya çıktıkları ve derin mahfillerin büyük desteğini alarak iktidara geldikleri ve iktidardan düştükleri zaman kaybolup siyaset sahnesinden silindikleri görülmektedir.
1948 Millet Partisi Fevzi Çakmak tarafından kuruldu.
1958 MP devamı, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi. (1969 MHP adını aldı.)
1972 Milli Selamet Partisi (12 Mart 1971 Muhtıra sonrasi kuruldu.)
1983 Anavatan Partisi (12 Eylül ürünü 3 partiden birisidir.)
2001 Adalet ve Kalkınma Partisi (28 Şubat postmodern darbe sonrası)
Son zamanlarda kurulan Meral Akşener’in İYİ Parti’si, Ali Babacan’ın Deva Partisi ve Ahmet Davudoğlu’nun Gelecek Partisi de yeni kurulan Muvazaa Partileri’dir. Zira hiçbiri tabandan gelen bir hareketle değil, yukarından halka empoze edilen partilerdir.
**
Muvazaa partileri “toplum mühendisleri” tarafından organize edilirler. Amaçları, millet iradesinin “hür ve demokratik” bir şekilde teşekkül etmesini önlemek ve güdümlü bir siyasi yapı oluşturmaktır. Ancak bu güdümlü iktidarların vatana ve millete, dine ve devlete hiçbir hayrı dokunmaz.
Zira, Bediüzzaman’ın tesbiti ile “Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kainatta cari olan kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse; hayırlı işlerde, terakkide muvaffak olamaz, bütün hareketi şer ve tahrip hesabına geçer.” (Lem’alar, 2005, s.409.)
Bu sosyolojik gerçekçi tahlil ışığında maalesef bütün muvazaa partilerinin şer ve tahrip hesabına çalıştığı tarihçe sabit olmuştur.