
Manevi ve nurani şeyler çoğalmakla beraber azalmaz; aksine daha da artar. Meselâ, ağızdan çıkan bir sözü bir kişi de dinlese, bin kişi de dinlese hiç eksilmeden herkesin kulağına gider. Televizyon görüntüsü milyarlarca televizyonda bir anda göründüğü halde stüdyoda konuşan kişiden bir şey eksilmez. Bunun gibi Kur’an okuyan sevabını milyarlar insanlara bağışlasa onlara gider.
Sual: Ölünün arkasından okunan Kur’an onun amel defterine gider ve ona fayda verir mi?
Cevap: Evet. Fayda vermeseydi Yüce Allah cenaze namazını farz kılmaz, Peygamberimiz (asm) “Cenaze Namazı” kıldırmaz ve ölü için dua etmezdi.
Bunun maddi misali kredi kartı, cep telefonlarımız ve gönderdiğimiz internet mesajlarıdır. Yaptığınız havale kesinlikle yerini buluyor ve sizin paranız sizin hesabınızdan başkasının hesabına transfer oluyor.
Manevi ve nurani şeyler çoğalmakla beraber azalmaz; aksine daha da artar. Meselâ, ağızdan çıkan bir sözü bir kişi de dinlese, bin kişi de dinlese hiç eksilmeden herkesin kulağına gider. Televizyon görüntüsü milyarlarca televizyonda bir anda göründüğü halde stüdyoda konuşan kişiden bir şey eksilmez. Bunun gibi Kur’an okuyan sevabını milyarlar insanlara bağışlasa da kendisinin sevabından bir zerre noksanlaşmaz. Diğerlerine de fayda sağlar.
Meselâ, elektrik bir şehri bir anda aydınlatır. Biri birine engel olmaz.
Bunun için Peygamberimiz (asm) “Ölülerinize Yasin okuyun!” buyurmuşlar ve bizzat kendileri de kabristandan geçerken ölülere dua etmişlerdir.
Şimdi, Peygamberimiz (asm) “Okuduğunuz Kur’an ve yaptığınız dua ölüye fayda verir” buyuruyor; ama birileri bunu kabul etmiyor!...
Demek ki Peygamberimize (asm) inanmıyor.
Biz inananlar “Cenaze namazı kılarız ve dua ederiz. Ölülerimiz için “Hatim” indidir dua ederiz.
**
Ölüye Kur’an okumanın faydası yok diyen itiraz etti:
- “Sizin okumanız, sesiniz, harfleriniz ve kelimeleriniz nasıl cennet meyvesine dönüşür. Bunu akıl kabul etmez.”
Ben cevaben dedim:
- “Sizin son model cep telefonunuz var mı?”
- “Evet var!”
- “Siz sesli olarak bana falanı ara diye ismini söylediğiniz zaman arıyor mu?”
- “Evet!”
- “ Yine cep telefonunuzun sözlerinizi harflere dönüştürerek kaydetme özelliği var mı?”
- “Evet, o da var!”
- “Konuştuklarınızı sözlerinizi ve kelimelerinizi nasıl bilgisayar harflerine dönüştürüyor?”
- ????....
- İnsanın eseri olan bir cep telefonuna bu özelliği veren ve bunu insana yaptıran Allah okuduğunuz Allah kelamını Cennet meyvelerine ve nimetlerine dönüştüremez mi? Allah her şeye kadirdir.”
**
O zaman tekrar bana dedi:
- “Sizin sesinizi ve okuduğunuz Kur’an’ı nasıl ahirete ve cennete gidecek? Bunu nasıl izah edeceksin?” dedi.
Cevaben dedim:
- “Siz cep telefonunuzla dünyanın neresinde olursa olsun bir arkadaşınızın cep telefonu numaralarını tuşlayarak onunla iletişim kuruyor ve saatlerce konuşabiliyorsunuz. Asla numaralar ve şifreler şaşmıyor. Bir başkasını aramıyor ve bir başkası ile karışmıyor. Sonra banka hesap numaralarınız var ve şifreleriniz var. Bankada hesabınızda olan paranızı bir başkasının hesabına cep telefonunda aktarabiliyorsunuz ve paranız sizin elinizden çıkıyor, bir başkasının hesabına geçiyor mu? Geçiyor. Burada bir karışıklık oluyor mu? Gönderdiğiniz yere değil de bir başka yere gidiyor mu? Hayır!
Bu özellikleri aciz insanlara dahi yaptıran yüce Allah kendisi her yerde hazır ve nazır olan İlim, İrade ve Kudreti ile bunu yapmaz mı?
**
Bir diğer husus Kur’an-ı Kerimin tesir gücüdür. İlahî kelam olan Kur’an-ı Azimüşşan'ın tesiri azimdir. Zira bir sözün tesiri makama göre değişir ve güç kazanır. Makam ne kadar yüksek olursa o makam sahibinin ağzından çıkan söz o derece tesirli olur ve anında yapılır.
Bir öğretmenin sözü ve emri öğrenci üzerinde geçerlidir. Okul müdürünün sözü ise daha fazla tesir gücüne sahiptir. Milli Eğitim Müdürünün sözünün tesiri daha fazladır. Milli Eğitim Bakanının sözü ve emri anında icra edilir. Başbakanın emrini ise yerine getirmek için tüm bakanlar ve memurlar hazır beklerler, emri daha güçlü bir şekilde yerine gelir.
Cumhurbaşkanının emrinde ise emrini yerine getirecek Başbakan, bakanlar ve binlerce memur vardır. Sözü anında tesirini gösterir ve emri anında hayata geçer. Bir komutan “Arş!” emrini verdiği zaman yüzbin kişilik ordu anında harekete geçer.
İşte yüce Allah’ın kelamının gücü buradan kaynaklanır. Yüce Allah buyurur: “Allah bir şeyin olmasını irade ettiği anda ona “Ol!” der o da anında olur.” (Bakara, 2: 117; Yasin, 36:82.) Allah’ın kudreti sonsuzdur. Bir çiçeği yarattığı gibi aynı anda bir baharı da yaratır. Aynı anda kıyameti koparır ve tüm insanları ve tün varlıkları bir emirle yeniden hayata döndürür.
Allah kelamının her bir harfi bir şifre gibidir. Okumaya devam ettiği zaman uhrevi sevap meyveleri verdiği gibi, insanın ruhunda, aklında, kalbinde ve ahlakında mükemmel değişiklikler yapar. Kur’an okuyan ile okumayanın farkı çok büyüktür.
Dinleyen dedi ki:
- “Nasıl tesir edecek? İzah eder misin?
Dedim:
- “Vücudunuzda bir hastalık ve iltihap olduğu zaman doktora gidiyorsunuz. Doktor size bir ilaç veriyor ve nasıl içeceğinizi de tarif ediyor. Siz buna uyduğunuz zaman hastalıktan ve iltihaptan kurtuluyorsunuz. İlaç vücudunuzda tesirini gösteriyor. Ama siz bunun nasıl olduğunu bilmiyorsunuz. Yalnız bir defa ilaç içmekle hemen tesir etmiyor. Hastalıktan kurtulana kadar ve iltihabınız kuruyana kadar ilaca devam etmeniz gerekir.
Aynen bunun gibi Kur’an okumaya, namaz ve duaya devam etmek insanın ruhunu tekamül ettirir, aklını inkişaf ettirir. Moralini düzeltir ve kişiyi kötü düşüncelerden, hayallerden, korkulardan kurtarır. Kalbini temizler, ahlakını mükemmelleştirir, dilini düzeltir ve yüzünü nurlandırır.
“Elhamdü lillahi alâ dini’l-İslâm ve kemâli’l-iman...”
İslam dinini ve imanı bize nasib eden Allah’a milyonlar hamdolsun...