Bediüzzaman Said Nursi hazretleri “İnsanların yüzde sekseni ehl-i tahkik değildir” buyurur. Bu kainatta da geçerli olan temel kanunlardan birisidir. Buna “Etken Seyrekliği İlkesi” veya “Önemli Azın Yasası” adı verilmektedir. Bu hayattaki orantısızlıkları ortaya koyan matematiksel bir önermedir.
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri “İnsanların yüzde sekseni ehl-i tahkik değildir” buyurur. Bu kainatta da geçerli olan temel kanunlardan birisidir. Buna “Etken Seyrekliği İlkesi” veya “Önemli Azın Yasası” adı verilmektedir. Bu hayattaki orantısızlıkları ortaya koyan matematiksel bir önermedir. İlk olarak 1906 yılında İtalyan ekonomist Vilfredo Pareto tarafından İtalyan topraklarının %80’inin toplumun %20’sine ait olduğunun fark edilmesiyle tespit edilerek dikkatlere sunulmuştur. Bu sebeple buna “Pareto İlkesi” de denir.
Bu kural hem ekonomide hem günlük hayatta az sayıdaki bir grubun genelin büyük bölümüne etki ettiği gerçeğini ortaya koyar. 80–20 kuralı, bir sistem üzerindeki etkilerin %80’inin, etkenlerin %20’sinden kaynaklandığını söyler.
Misal verecek olursak, problemlerin %80’i, sebeplerin %20’sinden kaynaklanır. Bir şirketin gelirlerinin %80’inin kaynağı, müşterilerinin %20’sidir. Bir şirkete gelen şikayetlerin %80’i, müşterilerinin %20’sinden gelir. Bir e-ticaret sitesinin cirosunun %80’i, ürün gamının %20’sinden kaynaklanır. Bir proje ekibi, eforunun %80’ini projenin %20’si yani, başındaki ve sonundaki %10’luk dilimler için harcar.
Daha açık örnekler verecek olursak, bir sınıftaki öğrencilerin %20’si çalışkandır ve yüksek eğitime geçebilir. Günümüzün %20’sinde verimli çalışırsınız %80’i verimsizdir. Bu kuralın geçerli olduğu alanlara dair sınırsız örnek üretilebilir. Yüzdelerde değişiklik 85–15/ 90–10/ 95–5 şeklinde olabilse de 80–20 kuralının ana prensibi değişmez. Özellikle yönetimlerde eforun, yüksek marjinal fayda sağlayacağı alanlara kanalize edilerek doğru ve verimli kullanımı için önemli bir yol göstericidir.
Yine, pek çok kişi, hayatının %80’inde dolabındaki kıyafetlerin yalnızca %20’sini giyer. Bir kitaptan ya da filmden alabileceğiniz önemli bilgilerin %80’i, kitabın en fazla %20’lik diliminde bulunur. Hayatın pek çok alanına uyarlanabilen 80-20 kuralını günlük hayatınızı ve iş hayatınızı planlarken kullanabilir ve böylece zamanınızı, emeğinizi ve enerjinizi daha verimli bir şekilde kullanabilirsiniz.
Pareto kuralı iş hayatında başarılı olmak isteyen herkesin öğrenmesi gereken konular arasında yer alır. 80-20 kuralını uygulamak, şirketinizin gereksiz reklam masraflarından ya da gereksiz istihdamlardan kurtulmasını ve tasarruf etmesini sağlar. 80-20 kuralını iş hayatında uygulayabilmeniz için müşterilerinizi, çalışanlarınızı ve sektörünüzü çok iyi şekilde tanımanız büyük önem taşır.
Bu kuralla doğru müşteri adaylarına yatırım yaparak geniş tanıtım bütçeleriyle ulaşamayacağınız satış rakamlarına ulaşabilir, doğru reklam yöntemlerini tercih ederek hem şirketinizin bütçesini koruyabilir hem de işlem hacminizi artırabilirsiniz.
Yine bu kuralla hayatınızın planlamasını yaparak vaktinizi, paranızı ve enerjinizi verimli bir şekilde kullanabilirsiniz. Bunun için, ilk olarak kendinizi ve hayat tarzınızı araştırmalı, satın aldığınız ancak az kullandığınız eşyalarınızı belirlemeniz ve uğraştığınız ancak başarısız olduğunuz konuları belirlemeniz gerekir. Bu bilgilere ulaştıktan sonra hayatınızın %80’inde kullanmadığınız kıyafetlerden, okumadığınız kitaplardan, kullanmadığınız aboneliklerinizden uzak durabilir ve bütçenizi koruyabilirsiniz. Birlikteyken mutlu olduğunuz insanları belirleyebilir, sizi mutsuz eden insanlardan uzaklaşabilirsiniz. Daha verimli bir şekilde çalışmanın yollarını keşfedebilir, verimsiz çalışmalardan ve enerjinizi boşa harcayan sistemlerden kurtulabilirsiniz.
Hayatınızı 80-20 kuralına göre planlayarak kendinize daha fazla vakit ayırabilir ve tüm kararlarınızda çok daha yüksek isabet sağlayabilirsiniz.
Yine nispeten az sayıda kitap, kitap satışlarının büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Nispeten az sayıda ilmî makale, akademik atıfların büyük bir bölümünü almaktadır. Nispeten az sayıda web sitesi, internet trafiğinin büyük bir bölümünü alır.
Pareto ilkesinin temel amacı, sonuçların büyük bir kısmından sorumlu olan küçük oranlardaki sebeplere odaklanarak, çabalarınızı mümkün olduğunca verimli bir şekilde yoğunlaştırmanıza yardımcı olmaktır.
Bu, her şeyden önce, çabalarınızı, olumlu sonuçların %80'ine yol açan işin %20'sine odaklamanız gerektiği anlamına gelir. Misal: Bir işletme yönetiyorsanız, kârınızın %80'ini oluşturan müşterilerin %20'si ile çalışmaya odaklanın. Bir sınava çalışıyorsanız, soruların %80'ini oluşturan materyalin %20'sine odaklanın. Bir yazılım ürünü geliştiriyorsanız, kullanıcıların %80'i için önemli olan özelliklerin %20'sine odaklanın.
Ek olarak, bu aynı zamanda olumsuz sonuçlarınızın %80'inden sorumlu olan sorunların %20'sini ele almanın veya ortadan kaldırmanın bir yolunu bulmanız gerektiği anlamına gelir. Örneğin: Şikayetlerin %80'ini oluşturan müşterilerin %20'si ile çalışmaktan kaçının. Raporların %80'ine yol açan hataların %20'sini düzeltin. Yaralanmaların %80'ine neden olan fiziksel egzersizlerin %20'sinden kaçının.
Bazen, olumlu sonuçların çoğuna yol açan birkaç sebep ile olumsuz sonuçların çoğuna yol açanlar arasında bir örtüşme olabileceğini akılda tutmak önemlidir. Bazı durumlarda, bu olduğunda yapmanız gerekenler nispeten nettir. Bununla beraber Pareto ilkesi her durumda geçerli değildir. Pek çok fıtrî durum bir Pareto dağılımına sahip olsa da, uğraştığınız belirli senaryoda uygulanacağının garantisi yoktur ve farklı bir dağılımın daha alakalı olabileceği durumlar vardır.
Son olarak, diğer yol gösterici ilkelerde olduğu gibi, Pareto ilkesini uygularken sağduyuyu ve aklınızı kullandığınızdan ve sebep-sonuç ilişkisinin ötesinde önemli olabilecek ek faktörleri göz önünde bulundurduğunuzdan emin olmalısınız. Pareto ilkesini daha verimli çalışmak için, daha olumlu sonuçlar üretmenizi veya daha olumsuz olanları ortadan kaldırmanızı sağlayacak alanlara odaklanarak daha verimli çalışmak için kullanabilirsiniz.