Partiler kökenlerine bağlıdır. Hangi kökenden geliyorsa ona hizmet ederler. Her parti kuruluş amacına hizmet eder. Bir siyasi hareket nasıl doğarsa öyle devam eder. Fikir partilerinde liderin önemi yoktur. Parti liderleri ve üyeleri o partinin fikrine hizmet ederler. Kendi özel fikirleri partiyi etkilemez. Misyon devam eder. Demokrat olmayan demokrasiye hizmet etmez.
1. Partiler kökenlerine bağlıdır. Hangi kökenden geliyorsa ona hizmet ederler.
2. Her parti kuruluş amacına hizmet eder. Bir siyasi hareket nasıl doğarsa öyle devam eder.
3. Partilere dışarıdan yama tutmaz.
4. Fikir partilerinde liderin önemi yoktur. Parti liderleri ve üyeleri o partinin fikrine hizmet ederler. Kendi özel fikirleri partiyi etkilemez. Misyon devam eder.
5. Demokrat olmayanlar demokrasiye hizmet etmezler. Parti Demokrat olduğu gibi partinin lideri ve üyeleri de demokrat olması gerekir. O zaman demokrasi güçlenir.
6. Demokrat ideolojik ve ırkçı olmayan demektir. Demokrat tüm fikir ve düşüncelere eşit mesafededir. Din ve Vicdan Hürriyeti ile İlim ve Fikir Hürriyetini savunur. Bunun kendisi için değil herkes için ister.
7. Demokrat biri ancak Demokrat Partide demokrasiye hizmet eder. Irkçı ve ideolojik bir partide bulunursa o partinin misyonuna hizmet eder. Demokrasiyi de o zihniyetlere alet etmiş olur.
8. Peygamberimiz (asm) “Kişi hangi kavmin sayısını çoğaltıyorsa ondandır” buyurmuşlardır. Bu sebeple Irkçı ve ideolojik bir partide bulunan bir demokrat o zihniyete hizmet ediyor demektir.
9. Irkçı ve ideolojik partilerin demokratlık iddiası demokrasiyi istismar amacına yöneliktir. Irkçı ve ideolojik düşüneneler demokrat olamaz ve adaleti sağlayamazlar. Zira taraftırlar, taraf olan liyakate ve adalete uygun davranamaz.
10. Lider partileri lideri gidince kendileri de misyonlarını tamamlayarak siyasi hayatta yokluğa mahkum olurlar.
11. Bediüzzaman “Bu vatanda dört parti vardır” buyurur. Öyle ise dört zihniyet vardır. Bunlar da “Demokrat” “Milletçi” “Halkçı” ve “İslamcı” zihniyettir. İslamcı bir anlayışın partileşmesi için toplumun % 70-80’i tam mütedeyyin dindar olması gerekir. Bu günümüzde imkansızdır. Öyle ise İslamcı bir parti yoktur. Halkçı Parti kemalist ve ideolojik olduğu için demokrat olamaz. Milletçiler de milletin milli ve manevi değerleri üzerinden siyaset yapanlardır. Milli değerleri istismar edenler ırkçı, manevi değerlerini istismar edenler de dincidirler. Bunlar da taraftır, ideolojiktir, bu sebeple liyakate ve adalete muvaffak olamazlar. Demokratlar ırkçı ve ideolojik olmadıkları ve hürriyetçi oldukları için taraf değillerdir, liyakate ve adalete muvaffak olurlar. Bu sebeple Bediüzzaman “Ahrar ve Demokratların Hürriyet-i Şer’iyeye vesile olacaklarını söyler” ve onları bu sebeple destekler.
12. Siyasi yazılar nasıl yazılmalı?
a. Yorumdan çok olayları yazın, yorumu okuyucu yapsın,
b. Siyasetin felsefesini yazmak, siyasileri eleştirmekten iyidir.
c. Kavmin büyüklerine saygılı ol; ama yanında fazla gözükme...
d. Uzlaşmacı ol, haddini bil, bilmeyene bildir.
e. İstişareden kopma! İstişare edeceğin uzmanlar olsun.
f. Görev sınırını ihlal etme!
g. Yardımlaşmaya önem ver...
13. Yöneticilik siyaset işidir. Yönetim siyasetinde;
a. Esneklik
b. Hızlı çözüm üretme
c. Pratik zekâ
d. İstişare
e. Vizyoner bakış
f. Özverili çalışma
g. İknâ yönetim felsefesi ve kabiliyeti
h. Çözüme odaklı çalışma
i. Kararlılık
j. Kolay yılmamak esastır.
14. Hukukta haklar sayılmaz, istisnâlar sayılır. Bunların dışındakiler mübahtır ve serbesttir. Dinde de Allah’ın ve Resulünün yasaklamadığı her şey mübahtır ve helaldir.
15. Hukukullah ve hukuk-u ibad dışında hürriyet/serbestiyet esastır.
16. Hamiyet-i diniye mi, yoksa hamiyet-i milliye mi önemlidir? Hamiyet-i diniye hamiyet-i milliyeyi ve hamiyet-i insaniyeyi de kapsadığı ve “insaniyet-i kübrâ” olduğu için daha önemlidir.
17. İlk olarak üstünlük iddiasında bulunan şeytandır. Zira o “Ateş topraktan üstündür. Ben ateşten yaratıldım, Adem ise topraktan yaratıldı. Öyle ise ben üstünüm. Allah bana haksızlık yaptı” dedi. şeytanın üstünlük iddiası vehmî ve hayâlî bir üstünlük iddiası idi ve gerçeğe, delile ve hakikate dayanmıyordu. Gerçekte ise toprak ve cismaniyet Cenab-ı Hakkın pek çok esmasının ve şuuanatının tecellisine ayine olduğu için üstünlük kazanmıştı. Yüce Allah bunun böyle olduğunu Hz. Ademe (as) “Talimi Esma” ile öğretti ve meleklere isbat etti. Melekler bu sebeple Hz. Adem’in üstünlüğünü kabul ederek ona secde ettiler. Şeytan etmedi ve gerçeği kabul etmemekle kibirlendi. Zira, kibir hakkı kabul etmemek ve başkalarını haksız yere hor ve hakir görmektir.
18. Fıtrat dinsiz yapamaz. Bu sebeple hak dini kabul etmeyenler onun yerine kalplerine ırkı, maddeyi, tabiatı ve sebepleri koymuşlar ve onlara tapmaya başlamışlardır.
19. Toplumda huzur ve asayiş esastır. Huzur ve asayişin olmadığı yerde gelişme olmaz ve medeniyet oluşmaz. Dinin amacı toplumda asayişi, huzuru, güveni ve kardeşliği temin etmek ve barışı tesis etmektir. Devletin varlık sebebi ve amacı da budur.
20. Bediüzzaman “Dahilde asayişi korumak esastır. Dahilde cihad manevidir. Savaş ancak dışarıdan gelen tecavüze karşı meşrudur” demiştir. Van’da Kör Hüseyin Paşa kendisine kalkışma için izin istemeye gelince “Dahilde savaş olmaz. Halk irşad edilmelidir. Müslümanı müslümanla savaştırmak cihad değildir” der ve izin vermez. Paşa “O zaman korktu derler, zillete düşerim!” deyince Bediüzzaman “Korktu desinler. Kan döktü demesinler. Kullar içinde zelil ol, Allah katında aziz ol!” demiştir.