Hakkın müdafaası esastır. Doğrunun ve haklının yanında yer almak gerekir. Hak ve haksızlık karşında tarafsız olunmaz, hakka taraftar olunur. Hak karşısında bi-taraf olan bertaraf olur. Bu durumda haksızlığa göz yummuş ve haksızın yanında yerini almış olur.
Bî-tarafâne hareket (tam tarafsız olmak) ancak kanun karşısında olur. Bu kanun hakimiyetini sağlar. Kişi yasa/hukuk karşısında akrabasını, fikirdaşını, partilisini ve dindaşını kayırma içine giremez. Girerse buna asabiyet denir. Asabiyet ise Kur’an-ı Kerim tarafından “Asabiyet-i Cahiliye” (Fetih, 48:26.) kabul edilmiş ve yasaklanmıştır.
Hakkın müdafaası esastır. Doğrunun ve haklının yanında yer almak gerekir. Hak ve haksızlık karşında tarafsız olunmaz, hakka taraftar olunur. Hak karşısında bi-taraf olan bertaraf olur. Bu durumda haksızlığa göz yummuş ve haksızın yanında yerini almış olur.
Siyasi partilere ve siyasi görüşlere karşı da bî-taraf, yani tam bir tarafsızlık içinde olunmaz. Bu bilgisizlik ve fikirsizliktir. “Vatan, Kur’an ve İslamiyet” namına siyasilerden “haklı olana” ve özellikle “talebeleri ile dersleri ile ve bütün kuvvetiyle” Demokratlara yardımcı olan Bediüzzaman’ı anlamamaktır.
Siyaset taraf olmak demektir. Siyasette tarafsız olunmaz. Demokratlara taraf olmayan istibdada destek olmuş demektir. Demokratlık ise laf ile olmaz, demokrat misyon olan “Ahrarlar” “Demokrat Parti” “Adalet Partisi” ve “Doğru Yol Partisi” çizgisini “Adnan Menderes” “Süleyman Demirel” demokratlığını takip eden ve Nur Cemaatinin “İstişaresi” ile karar verdiği “Demokrat Partiye” destek olmak ve bunu açık bir şekilde ilan etmek gerekir.
Şu unutulmamalıdır ki “Partiler kökenlerine bağlıdır.” Ahrar ve demokrat kökenden gelen parti yine Bediüzzaman’ın ifadesi ile Demokrat Partidir. “Her parti kuruluş amacına hizmet eder.” Demokrasi amacı ile kurulan DP de elbette demokrasiye hizmet edecektir.
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri hayatta iken desteklediği DP sütten çıkmış ak kaşık değildi. DP yönetiminde ve Adanan Menderes ve birkaç arkadaşı dışında pek çok Mason, Kemalist ve Irkçı milletvekilleri vardı. Her şeyden önce DP’nin kurucusu ve ilk Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar katı bir mason ve kemalistti. Ölmeden önce “Onu sevmek ibadettir” diyen birisi idi. Bediüzzaman ona “Tebrik Mektubu” yazdı ve bunu gizlemedi Emirdağ Lahikasına koydu.
Bediüzzaman DP’den Risale-i Nurlara sahip çıkıp Diyanetçe basılmasını istedi parti ve hükümet içindeki Masonlar engel oldular. “Bu eserlerin basılmaması için Said Nursi ismi yeterli sebeptir” diyen ve engel olanlar Demokrat Partili idi. DP Atatürkü koruma kanunu çıkarttı. Anıtkabiri yaptırdı. Ama Bediüzzaman 1960’da vefat edene kadar DP aleyhinde bir tek cümle konuşmadı. Salih Özcan gibi aleyhte konuşanları da susturdu ve DP’ye desteğini devam ettirdi.
1957 seçimlerinde Isparta milletvekili Tahsin Tola’yı aday bile göstrmeyip Bediüzzaman düşmanı Tevfik Tığlı’yı aday gösterdiği halde Bediüzzaman Isparta Bey Camiindeki sandıkta açıktan DP’ye oy vererek reyini izhar etti ve istismarların yanlış anlaşılmaların önünü kesti. Kendisini net ortaya koydu.
Şimdi ne oluyor ki Nur Talebeleri hem DP’yi destekleyeceğiz diye karar alıyorlar, hem de DP’ye oy vereceklerin kafasını karıştıracak şekilde şahısların hatalarını öne çıkarıp “Buna oy verilmez” imajını uyadırıyorlar?
Bu durum Bediüzzaman’ın takip ettiği siyasi mesleğine uymaz. DP hürriyeti ve demokrasiyi istisamar etmeden savunan tek partidir. Bir kurumdur. Bir kurum içindeki şahıların yanlışı o kuruma ve o kurumun amacına zarar vermez. Her kurumda ve cemaatte yanlış yapan bir çok insan vardır. Onların yanlışı kurumu bağlamaz. Kurum yine amacına hizmet eder.
Bu sebeple Risale-i Nur talebeleri DP’yi tenkit etmeden bütün yanlışlarınıa rağmen oy vermeli ve halkı teşvik etmelidir. Şahısların hatasını da kendisine özelden söylemeli, ama kamuoyunda açıktan tenkit etmemelidir. Yeni Asya AP’nin ve DYP’nin yanlışları ile meşgul olmadı ve hiçbir zaman tenkit etmedi. Özelden ziyaretlerler hatalarını da söylediler. Ama asla tenkit gözü ile bakmadı. AP ve DYP böyle hizmet etti. Ne zaman tenkit etmeye başladık DP’ye karşı olanların ekmeğine yağ sürdük. DP 25 senedir TBMM’de yok ülkenin geldiği duruma bakın bu gün Türkiye’de Hürriyet yok, Demokrasi yok. Refah yok fakirlik çok…