SİYASET
27.8.2023 18:46

Siyasi Partiler

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Siyasi Partiler

Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Partisiz ve seçimsiz demokrasi olmaz. Muhalefet de bir muvazene-i adalet unsurudur. İktidar her yerde vardır. İktidarı meşru yapan halkın oyu ve demokratik yapan da muhalefetin bulunmasıdır.

Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Partisiz ve seçimsiz demokrasi olmaz. Muhalefet de bir muvazene-i adalet unsurudur. İktidar her yerde vardır. İktidarı meşru yapan halkın oyu ve demokratik yapan da muhalefetin bulunmasıdır.

Geçmiş çağların tek hücreli idari yapılanmanın yerini, karmaşık ve farklılaşmış yapısı ile XX. yüzyıl partileri almıştır. XX. yüzyıl partilerinin orijinal yanının, bunların örgütlerinde olduğu bir gerçektir. Bu örgütün, partinin faaliyeti, etkisi ve işleyişi bakımından en önemli bir etken haline gelme eğilimi gösterdiği de bir gerçektir. Elbette parti örgütü, partinin doktrinlerinden ya da sosyal temelinden daha etken sayılmaktadır.

Partilerin örgütü esas itibarı ile uygulamalara ve yazısız adetlere dayanmakta, hemen tamamen teamülî nitelik taşımaktadır. Tüzük ve yönetmelikler ya gerçeği hiç tasvir etmez veya çok eksik eder. Çünkü bunların oldukları gibi uygulandıkları enderdir. Üstelik parti hayatı, kasten, bir gizlilik perdesi ile örtülüdür. En basit konularda bile, partiler hakkında kesin bilgi elde etmek kolay değildir. Burada yasaların ve törelerin gizli olduğu ve üyelerin bunları yabancıların gözünden sıkı sıkıya sakladıkları ilkel bir hukukî sistem içinde bulunuyoruz.

Parti örgütünün girdisi çıktısı ve orada dönen ince entrikalar hakkında yeterli bilgiye sahip olanlar, ancak partinin yaşlı militanlarıdır. Oysa bunların çoğu zorunlu objektifçiliği koruyabilmelerini mümkün kılacak bir zihniyet taşımamakta ve bu konularda konuşmak istememektedirler.

Yıllar süren araştırmalara rağmen toplanılabilen belgeler tam değildir. Birçok eksikleri ve şüpheli noktaları vardır. Çoğu zaman kaçınılmaz nitelikte olan yanlışlar için okuyucunun özel hoşgörüsü en içten dileğimizdir. Buna bir de her on veya yirmi yılda partilerin kapatılarak sil baştan ve ideolojik baskılar altında yapılanmalarını da nazara aldığımız zaman doğru bilgiye ulaşmanın imkânsızlığı kendiliğinden anlaşılır.

Tanzimat aydını “Islahatçıydı” meşrutiyet aydınları “Terakkici” oldular. Serpuş’u giyen, yazıyı değiştiren, medeni kanunu getiren Atatürkçü aydınların adı ise “Inkılapçı”dır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Atatürk inkılâpçılığı unutulur gibi oldu. Baskıcı tek parti ve tek lider yönetimi ülkeyi kaosa, fukaralığa ve zulme götürdü. Hürriyet ve demokrasi aranır oldu. Demokrat Parti'yi kuranlar Meşrutiyet dönemindeki Ahrarları örnek aldılar ve onların devamı olarak "Demokrasi"yi vaat ettiler. Bu sebeple DP aydınları demokrasi yanlısı olmuşlardır.

27 Mayıs’ı yapan güçlerin tanıtıcı niteliği, devrimcidir. Onlara ıslahat, terakki, demokrasi yetmediğinden kendilerine “devrimci” demişlerdir. 12 Eylül'ü yapan güçler ne ıslahatçıdır, ne terakkicidirler, ne demokratik, ne de devrimcidir. Onlar kendi deyimleri ile kendilerini “reformcu” bulmuşlardır.  

Tanzimatın aydınları vardı. Meşrutiyetin aydınları vardı. Cumhuriyetçilerin aydınları vardı. Demokratların aydınları vardı. 27 Mayıs askerle aydının iç içe girmesidir derler. 12 Eylül’den sonra aydın yetişmez oldu. Siyaset bir ideal ve halka hizmet aracı olmaktan çıktı ve menfaat şebekesi haline geldi. Siyasetin bu hale gelmesinde siyasetçiyi horlayan ve resmi ideolojiyi öne çıkaran, partileri menfaat şebekeleri haline getiren ihtilallerin ve ihtilale sebep olan militarist ve jakoben aydınların rolü inkar edilemez.

Aydın ve hür fikirli ve demokrat olanlar darbelerle ve siyasi oyunlarla devre dışı bırakılınca meydan "Dini siyasete alet eden" siyasetten ve yönetimden anlamayan ağzı laf yapan istismarcılar meydanı doldurdular. 28 Şubat Postmodern darbe de bu nitelikteki siyasileri öne çıkardı. Bunlar ne aydın, ne ıslahatçı, ne demokrat ve ne de reformcu değillerdi, ancak "İstismarcı" idiler. Hiçbir kutsalları yoktu, ama hepsini istismar ediyorlardı. Bunlara göre "Din de demokrasi de araçtı." Neyin aracı? Menfaatlerinin aracı idi ve öyle oldu.

Günümüzde görüntü değişmektedir. Artık bahçenin yeni süren fideleri bellenmektedir. Bizim amacımız da yeni yetişen aydın siyasilere doğru bilgi temeli üzerine yeni bakış açıları sunmaktır.

Bu konuda bize bilgi vererek, tenkit ederek ve yol göstererek yardımcı olacak olan okurlarıma şimdiden teşekkür ederim.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol