İbadetin vücubunun şartları “Akıl, baliğ, hürriyet ve müslüman” olmaktır. Cennet dört kişiye aşıktır: Dili ile daima Allah’ı zikreden... Hâfız-ı Kur’ân olup daima okuyan... Cömert, eli ve sofrası açık olan... Ramazan orucunu hakkıyla tutan...
1. İbadetin vücubunun şartları “Akıl, baliğ, hürriyet ve müslüman” olmaktır.
2. Orucun Farzları üçtür: Ramazan ayında tutmak, niyet etmek ve imsaktan iftara kadar orucu bozan şeylerden kaçmak.
3. Oruç üç nevidir: Avamın orucu; orucu bozan şeylerden kaçarak tutulan oruç. Alimlerin orucu; her nevi günahtan kaçarak tutarlar. Havassın orucu, şüpheli şeylerden dahi kaçarak tutulan oruçtur.
4. Rükû ve Secdelerde, başını rükua ve secdeye getirmek farzdır. Bir rükün miktarı durmak vaciptir. Rükuda “Sübhane Rabbiyel azim” secdede “Sübhane Rabbiyel A’lâ” demek ve bunu üç defa söylemek sünnettir. Üçten fazla söylemek ise menduptur.
5. Mü’minlerin beş bayramı vardır: Günah işlemedği gün. Ölüm anında cennetle müjdelenince. Kabri cennet bahçesi olunca. Arşın gölgesinde gölgelenince. Sırat köprüsünü selametle geçince.
6. Sırat köprüsü 3000 yıllık yoldur. 1000 yıl yokuş, 1000 yıl düz, 1000 yılı iniştir. 7 yerde durak vardır ve burada sorgu suale tabi tutulur. Cevap veremezse burada 1000 yıl tutularak hapsedilir.
7. Sırat köprüsünde şunlar sorulur: İman, Abdest ve Gusül, Namaz, Oruç, Hac, Zekât, Kul hakları...
8. Namazın kemâli ve kabul şartları: “Huşû, takvâ, malâyaniyi terk etmek, üşengeçliği terk, namazı vaktin evvelinde şevk ile kılmak ve okumaları tane tane yapmaktır.” Huşû: Allah’tan hayâ etmektir. Takvâ: Allah’tan korkmak ve dokuz azayı haramdan korumaktır. Mâlâyâni: Dünyevi boş işlerdir. Şevk: Üşengeç ve tembel olmamak, gayretli olmaktır. İbdâd: Ezan okununca camiye koşmaktır.
9. Namazda uyulması gereken “Adâb” altıdır: “İhlas; Allah için kılmaktır. Tefekkür; okuduğunun manasını bilmese de Allah kelâmı olduğunu düşünmek ve Allah’ın huzurunda olduğunu bilmektir. Havf; Allah’tan korkmaktır. Recâ; Allah’ın rahmetinden ümitvar olmaktır. Rü’yet-i taksir; kendi kusurunu görmek, kıldığı namaz ve ibadetin Allah’a layık olacak şekilde yapılmadığının ezikliğini yaşamaktır. Mücahede; nefis ve şeytanlar mücadele ederek onlara uymamaktır.
10. Salât: Lügat anlamı, Allah’tan rahmet, meleklerden istiğfar ve mü’minlerden duâ demektir. Istılah manası ise, bilinen rükünler ile özel okumalar ile yapılan ibadettir. Peygamberimiz “Ben nasıl namaz kılıyorsam siz de öyle kılın” buyurarak öğretmiştir.
11. Peygamberimiz “Namaz Allah’ın rızası, meleklerin gözlerinin nuru, peygamberlerin ibadeti, mârifetin nuru, duânın kabul edilenidir. Ölüm anında şefaatçi, kabirde nur, mahşerde burak, Münker ve Nekire cevaptır. Kıyamette haşirde gölgedir, cehennem ile kendi arasında perdedir, sıratta buraktır, cennette başımızın tacıdır ve cennet kapısını açan anahtardır” buyurdular.
12. Cemaatle kılınan namaz tek başına kılmaktan yirmi yedi kat daha sevaplı ve faziletlidir. Allah rızasını kazandıran en hayırlı ibadettir.
13. Namaza müdavim olanın yüzü nurlu, ömrü bereketli, duası makbul olur. İnsanların hayırlısı olur, mü’minler ve melekler onu severler.
14. Namazı kılmayanın; yüzü nursuz, ömrü bereketsiz olur. Diğer ibadetlerin sevabından mahrum kalır. Ölümü dehşetli, kabri ateşli olur. Allah’ın öfkesini çeker, cehennem azabına layık olur ve Allah’ın rahmetinden mahrum kalır.
15. Namaz dinin direğidir; namazı kılmayan dinini yıkmış olur.
16. Tadil-i erkanı terk edenin namazı makbul olmaz.
17. Cuma namazını kılmamak imansız gitmeye sebeptir.
18. İmanın bekasının şartı altıdır: Gaybe iman etmelidir. Gaybı ancak Allah’ın bildiğine inanmak. Haramı ve helali kabul etmek. Havf ve reca ortasında olmak. 6666 ayet ve iman hakikatlerinden asla şüphe etmemektir.
19. İmansız gitmenin sebepleri:
a. Yanlış itikat ve inanç,
b. Zayıf iman,
c. Yedi azayı harama alıştırmak ve devam etmek,
d. Günahta ısrarcı olmak,
e. İmansız gitmekten korkmamak,
f. Zulme devam etmek,
g. Ezana hürmet etmemek,
h. İlme ve alime değer vermemek,
i. Namaza önem vermemek,
j. Günah işlemekten korkmamak,
k. Kendini beğenemek (Ucub)
l. Başkalarını hor ve hakir görmek,
m. Nifaktan korkmamak,
n. Dünyayı din ile kazanmaya çalışmak,
o. Yakın akraba ile ilişiği kesmek. (Ukuk-u Valideyn)
p. Fıska girmek ve tevbe etmemek dalalete girmeye, dalalet de imansız gitmeye sebeptir.
20. Zikir üç nevidir. Avamın zikri dil iledir. Havassın zikri Kur’ân okumaktır. Ehass-ı Havasın zikri kalb ile zikir olup, Allah’ı unutmamaktır. “Ve hüve maaküm eyne mâ küntüm...” “Her nerede olursa olsun Allah sizinle beraberdir.”
21. Yüce Allah buyurdu: Kalbin zikri Tefekkürdür. Tefekkür ise kâinat kitabını okumaktır. “Lâ ibadete ke’t-tefekkür.” Tefekkür gibi ibadet yoktur. Risale-i Nurları okumak bu ibadetin ta kendisidir.
22. Yüce Allah buyurdu: “Beni ibadetle zikrederseniz Ben de sizi rahmetimle zikrederim. Dua ile zikrederseniz icabetle zikrederim. Taat ile zikrederseniz, nimetimle zikrederim. Tenhada zikrederseniz, meleklerim içinde zikrederim. Emirlerime icabetle Beni zikrederseniz, Ben de sizi hidayetle zikrederim. Sıdk ve halâs ve necatla zikrederim. Fatiha okuyarak beni zikrederseniz Ben de sizi onun içindeki Rahmetim ve Hidayetimle zikrederim.”
23. İnsanlığın üç imamı vardır: Birincisi: Emir ve nehiy imamı Kur’ân-ı Kerimdir. İkincisi: Şeriat imamı, Peygamberimizdir. (asm) Üçüncüsü: Asrın imamı, Bediüzzaman Said Nursi’dir. (ra)
24. Mezhep imamlarının hocası sahabeler, (radiyallahü anhüm) sahabelerin hocası Peygamberimiz, (asm) Peygamberimizin (asm) hocası Cebrail (as) Cebrail (as) ise her şeyi Allah’tan alıp Peygamberimize (asm) getirmiştir. Peygamberimiz (asm) Vahyin tebliğcisidir. Vahy; Kur’ân, Kutsi Hadis ve Hadis-i Şeriflerin tamamını kapsar. Kur’an-ı Kerim Allah’tan olduğu gibi, Sünnet ve ibadeterin uygulaması ve Kurân-ı Kerimin beyan ve açıklaması da “İlham” şeklinde Allah’tandır.
25. Yüce Allah Hz. Adem’e (as) 4 Cevher vermiştir. Akıl, iman, hayâ ve amel-i sâlih... Bu dörtün dört şeyi dört şey giderir. Gadab ve şehvet aklı giderir. Haset imanı giderir. Ucub ve kibir hayayı giderir. Gıybet ise salih ameli giderir.
26. Amelin kabul edilme şartları dörttür. İlim, Niyet, İhlas ve Sabır. “Allah sabredenlerle beraberdir.”
27. Peygamberimizin (asm) vasıfları: Cin ve İnsin peygamberidir. Tüm insanlığa gönderilmiştir. Hâtemu’l-Enbiyadır. Şeriatı kıyamete kadar bakidir. Şefaati büyük günah işleyenleredir. Vücudu nuraniyet kesbettiği için, gölgesi yere düşmezdi, arkası ile de görürdü. Orta boylu idi; ama en uzun insanların yanında uzun görünürdü. Şeytan asla kendisine musallat olmazdı; bu sebeple hiç ihtilam olmadı. Cesed-i mübarekine sinek konmaz, rahatsız etmezdi. İhtiyacını giderince misk gibi güzel kokardı. Gözü uyur; ama kalbi uyumazdı. Bu sebeple uyuyunca abdesti bozulmazdı. Mucizeleri tüm peygamberlerin mucizelerini kapsardı. Üçü Kur’ân-ı Kerimde geçen, her neviden bine yakın mucizesi vardır.
28. Yemek yemenin üç farzı vardır: Helal yemek, israf etmemek, Allah’a şükretmektir. Yani; zikir, fikir, şükürdür.
29. Tuvalete girmenin iki farzı, üç sünneti vardır. Setr-i avret, necasetten taharet farzdır. Sol ayakla girmek, sağ ayakla çıkmak, temizliğe önem vermek ve sıçrantılardan kaçınmaktır.
30. Az yemenin on fazilet ve faydası vardır: Bedeni güçlü olur. Kalbi nurlu olur. Hıfzı kavi olur. Geçimi kolay olur. Ameli lezzetli olur. Allah’ı çok zikreder. Ahireti tefekkür eder. İbadetinden zevk alır. Fikrinde istikamet ve isabet olur. Ahirette hesabı kolay, sevabı çok olur.
31. İlim ameleden üstündür. Zira, amel ilme tabidir. İlim lazım, amel melzumdur. İlim amelsiz fayda verir, amel ilimsiz fayda vermez. İlim nebiler makamı ve mirasıdır. İlim ezelîdir, Allah’ın ilmindendir; amel aklın gereği olup sonradan yaratılmıştır. Bu sebeple ilim akıldan da üstündür; çünkü akıl ilmine göre hüküm verir.
32. Kelime-i şahadet getirmek farzdır; ancak dört şartı vardır: Dil ile kalbin bir olması gerekir. Manası mücmel olarak bilinmelidir. İhlasla getirilmelidir. Tazim ve hürmetle söylenmelidir. Şekten, şirkten, teşbihten ve ta’dilden uzak olmalıdır. (Ta’til, tabiat ve esbaba tesir vermektir.)
33. Bir kimse dört şeyi gizlemelidir: Fakirliğini, sadakasını, musibetini ve belâsını... Böyle insan hayırlı insandır. Böyle birisi Allah’a tevekkül eden ve Allah’a sığınan ve şahsiyetini koruyan bir insandır.
34. Cennet dört kişiye aşıktır: Dili ile daima Allah’ı zikreden... Hâfız-ı Kur’ân olup daima okuyan... Cömert, eli ve sofrası açık olan... Ramazan orucunu hakkıyla tutan...
35. Yedi şeyi dilden düşürmemek gerekir: Her hayırlı işin başında “Besmele” ile başlamak... Her nimetin ve hayırlı işin sonunda “Elhamdülillah” demek ve hamdetmek... Bir şeyi yapacak ise “İnşallah” demek... Musibet ve sıkıntıya uğradığı zaman “İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn” demek... Günah işleyince pişman olup “Estağfirullah” demek... Daima “Lâ ilâhe illallahü vahdehu lâ şerîke lehu...” demek... Kelime-i Şehadeti dilinden düşürmemek...
36. Bir kadın evlenmek istedi ve Peygamberimize (asm) geldi. Peygamberimiz (asm) “Erkeğin hakkına riayet edebilir misin?” buyurdu. “Erkeğin hakkı nedir?” dedi. Peygamberimiz (asm) “Erkeği incitirsen Allah’a âsi olursun. Allah namazını kabul etmez. Evinden izinsiz çıkarsa adım başı günaha girersin. Erkeğe kötü söz söylerse kıyamette azaba uğrar. Erkeğin malını israf etse helal olmaz... Şayet erkek “Allah senden râzı olsun” derse ibadet sevabı kazanır. Erkeğe bir bardak su verse ibadet sevabı kazanır. Yatağından çıkıp gusletse kurban sevabı kazanır. Kocasını razı edip vefat ederse melekler kendisine dua, istiğfar eder ve kendisini överler. Eşi ile oynasa köle azat etmiş sevabı kazanır. Kocasının akrabasını razı etse, oruç tutsa, namusunu ve kocasının malını korursa cennete girer. Birinin diğerine secde etmesini emretmiş olsaydım, kadının kocasına secde etmesini emrederim. Bir kadın namaz kılsa, orucunu tutsa, namusunu korusa ve kocasına itaat ederek ölürse cennete girer.
37. Yüce Allah Azrail’e (as) buyurdu: “Dostlarımın canını kolay al, düşmanlarımın canını zor al!” “Ve’n-nâziâtı ğarkan, Ve’n-nâşitâtı neştan. Ve’s-Sâbihâtı sabhan... ilh...)
38. Mescid ve Camilerde dünya işini konuşmak caiz değildir. Peygamberimiz (asm) “Mescidde dünya kelamı konuşmak, bağırıp çağırmak ateşin otu ve odunu yediği gibi yer bitirir” buyurur. Peygamberimiz (asm) ilk dönemde dünyaya ait işleri camide konuşuyordu; ama bu sadece dünyaya ait işler değil, Allah’ın emrini ifa etmek amacı ile cihad ve sosyal hayata ait dini ve Kur’ânî meseleleri konuşurdu. Zamanımızda ise siyasi ve ticari meseleler konuşuluyor. Bu caiz olmaz. Siyasi ve içtimai meseleleri konuşulacak yerler mekanlar vardır; peygamberimiz (asm) zamanında ise yoktu...
39. Peygamberimiz (asm) Hz. Aişe’ye nasihat etti. Bunu kadınlara öğret buyurdu. “Yarın kıyamet gününde kadınlar hesaba çekilirler. Evvelâ imandan, ikincisi abdestten, üçüncüsü namazdan, sonra koca hakkından sorulur. Hangi hanım erkeğin sertliğine ve kabalığına sabrederse cennette Ezvac-ı Tahirat ile beraber olur. Bir erkek hanımını döverse ben ahirette ondan davacı olurum.”
40. Peygamberimiz (asm) erkeklere nasihat etti ve buyurdu: “Sizin iman bakımından kamil olanınız ahlakça en iyi olanınızdır. Ahlakça en iyi olanınız ailenize en iyi şekilde davrananınızdır. Hayırlınız kadınlarınıza iyi davrananınızdır. Kadınlara kerim olanlar ikram eder, leim ve kötü olanlar kötü davranır. Kadınların hakları konusunda Allah’tan korkun. Onlar Allah’ın size emanetidir. Emaneti iyi korumanız gerekir.”