DİN
29.10.2024 11:37

Üç Ayların Fazileti

Mehmet Ali Kaya
Mehmet ALİ KAYA
Üç Ayların Fazileti

Peygamberimiz (sav) “Cuma günü iyi geçerse haftanın diğer günleri de iyi geçer, Ramazan ayı iyi geçerse senenin diğer ayları da iyi geçer. Zira Cuma namazı diğer Cuma namazına kadar, Ramazan ayı diğer Ramazan’a kadar günahlara kefarettir” buyurmuşlardır.

Giriş:

“Allah katında ayların sayısı göklerin ve yerin yaratılmasından itibaren Allah’ın takdiri ile on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Allah’ın kadim dini budur” (Tövbe, 9:36) buyurur yüce Allah. Bu ayet-i kerime de belirtilen haram aylar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır. Peygamberimiz (sav) Mekke fethine giderken sahabelerin “Haram aylarda savaşmak caiz olur mu?” diye sormaları üzerine bu ayet nazil oldu. Ayetin devamında “Nefsinize zulmetmeyin; ancak müşrikler sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın” (Tövbe, 9:36) ferman buyurarak günah işlemeyi yasakladığını ancak dinsizler savaşırlarsa Allah için onlarla savaşılacağını beyan etti.

Bu aylardan üçü Hac ve Kurban mevsimine gelirken Recep ayı ise Ramazan ve Oruç ayından önceki ilk ay olmaktadır. Recep, Şaban ve Ramazan ayı için peygamberimiz (sav) ayrı bir önem ve kutsiyet vermiştir.

ÜÇ AYLAR

“Recep Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır, Ramazan ümmetimin ayıdır.” (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, 1:423.)

1. Receb Ayının Fazileti:

Recep, tercib kökünden gelmektedir. Tercib ise saygı ve tazim anlamına gelmektedir. Bu nedenle bu aya gereken saygı ve hürmet gösterilmelidir. Peygamberimiz (sav) “Recep ve Şaban ayında çokça hayır tercip edilir” buyurarak bu hususa dikkat çekmiştir.

Tercib, Allah’ın zikrini tekrar ederek ona tazim etmek ve gereken hürmeti göstermektir. İslam bilginleri meleklerin de Allah’ı zikrederek, teşbih, tahmid ve tekbir getirerek seslerini yükselttiklerini, yani Allah’ın nimetlerine karşı hamd ile, azametine ve rububiyetine mukabil teşbih ile celaline ve büyüklüğüne tekbir ile mukabele ettiklerini ifade etmişlerdir.

İslam bilginleri “R” Allah’ın rahmetini, “Cim” Allah’ın cûd ve cömertliğini, “B” de Allah’ın birini, yani iyilik ve ihsanını simgelediğini, bu nedenle “Receb” olarak isimlendirildiğini ifade etmişlerdir. Yüce Allah bu ayın başından sonuna kadar azap etmeden rahmetini bolca saçmakta, kimseyi ayırmadan her isteyene bolca ve cömertçe vermektedir. Hiç kimseyi ayrı tutmadan cefasız, safalı bir şekilde herkese ihsan ve ikram etmektedir.

Peygamberimiz (sav) “Recep ayı haram aylardan birisidir. Yüce Allah Nuh’u (as) bu ayda gemiye bindirdi. Nuh (as) da gemide oruç tuttu ve herkese de tutturdu.  Yüce Allah da yeryüzünü tufan ile isyan ve tuğyandan temizledi” buyurmuşlardır. Ayrıca “Recep Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır” buyurarak üç ayların önemini bize haber vermiştir.

Peygamberimiz (sav) Recep ayında oruç tutmanın büyük hayırlara vesile olduğunu haber vermiş ve “Kim Recep ayında oruç tutmayı artırırsa yüce Allah da ona ihsanını artırır” buyurarak ifade etmiştir. Ayrıca bu ayda sadaka vermeyi teşvik etmiş ve “Bir kimse Recep ayında sadaka verecek olursa Allah Teâlâ onu cehennem ateşinden uzaklaştırır” buyurmuşlardır. Ayrıca peygamberimiz (sav) “Cennette bir ırmak vardır ki adı Receb’dir. Kim Receb ayında oruç tutarsa yüce Allah bu ırmaktan ona içirir” buyurmuşlar ve Recep ayından itibaren “Allahümme bârik lenâ fî Recebe ve Şa’ban ve belliğnâ Ramazan” diye dua ederdi.

İslam bilginleri “Recep ekim, Şaban sulama ayıdır; Ramazan ise harman ve hasat ayıdır” demişlerdir. Hz. Ebu Zer (ra) da “Bir kimse Receb ayından bir gün oruç tutarsa bu bir aylık oruca bedeldir. Yedi gün tutarsa cehennemin yedi kapısı kapanır. Sekiz gün tutarsa cennetin sekiz kapısı ona açılır. On gün tutarsa yüce Allah o kulun seyyiatını hasenata tebdil eder. On sekiz gün oruç tutarsa bir melek kendisine şöyle nida eder: ‘Sen bağışlandın. Bundan sonrası için hayırlı ve iyi ameller işlemeye bak!’ der” demiştir.

Ömer b. Abdulaziz (ra) de “Yüce Allah dört gecede rahmetini bolca yağdırır. Bu geceler Recep ayının ilk gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi, Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi ve Ramazan Bayramı gecesi. Bu gecelere dikkat edin ve feyzinden bereketinden istifade etmeye bakın!” demiştir. Bazı İslam bilginleri bu dört geceye Muharrem ayının onuncu gecesi olan “Aşure Gecesini” de ilave etmişlerdir.

2. İbadetle Geçirilmesi Gereken Gün ve Geceler:

İslam bilginlerinin çoğunluğuna göre “Cuma Gecesi” dışındaki ibadetle geçirilmesi müstehap olan 14 geceyi şöyle belirlemişlerdir:

1. Muharrem ayının ilk gecesi,

2. Muharrem ayının onuncu gecesi olan Aşure Gecesi,

3. Recep ayının ilk gecesi,

4. Recep ayının ilk Cuma gecesi ki bu geceye “Regaip Gecesi” denilmiştir.

5. Recep ayının yirmi yedinci gecesi ki bu geceye “Miraç Gecesi” denilir.

6. Şaban ayının on beşinci gecesi olan “Berat Gecesi.”

7. Arife gecesi ki bu hacıların Arafat’a çıkacağı gecedir.

8. Ramazan ve Kurban bayramı denilen iki bayram gecesi,

9. Ramazan ayından beş gece ki bunlar Ramazan ayının son on gününün tek geceleridir. Yani 21, 23, 25, 27 ve 29. geceleridir. Zira “Kadir Gecesi” bu gecelerden birisinde olduğu konusunda peygamberimizin (sav) tavsiyeleri vardır.

**

 Bu mübarek geceler dışında şu yedi gün de ibadetle geçirilmesi müstehaptır:

1. Arife günü,

2. Aşure günü,

3. Şabanın on beşinci günü,

4. Cuma günü,

5. Ramazan ve Kurban birinci bayram günü,

6. Zilhiccenin onuncu günü,

7. Teşrik günleri ki bunlar Kurban Bayramının dört günüdür.

**

Peygamberimiz (sav) “Cuma günü iyi geçerse haftanın diğer günleri de iyi geçer, Ramazan ayı iyi geçerse senenin diğer ayları da iyi geçer. Zira Cuma namazı diğer Cuma namazına kadar, Ramazan ayı diğer Ramazan’a kadar günahlara kefarettir” buyurmuşlardır.

Peygamberimiz (sav) Pazartesi ve Perşembe günlerini oruçlu geçirmeyi severlerdi. Zira “Bu iki gün ibadetlerin Allah’a arz edildiği günlerdir. Bu günlerde oruçlu olduğum halde ibadetlerimin arz edilmesini severim” buyururlardı.

3. Regaip Gecesinin Fazileti:

Peygamberimize “Ya Resulallah! Recep ayı neden Allah’ın ayıdır?” diye soruldu. Peygamberimiz (sav) “Çünkü bu ayda mağfiret boldur. Bu ayda kan dökülmesi haramdır ve Allah bu ayda peygamberlerinin tövbesini kabul buyurmuşlardır ve Allah bu ayda peygamberlerini düşmanlarından korumuştur” buyurdular.

Yine peygamberimiz (sav) “Bir kimse Recep ayını oruçlu geçirirse yüce Allah ona üç şeyi vacip kılar. Birincisi,  geçmiş günahlarının tümünü bağışlar. İkincisi, kalan ömrünü temiz geçirmeyi sağlar. Üçüncüsü de kıyamet gününün susuzluğundan onu emin kılar” buyurdular. Bunun üzerine yaşlı bir sahabe ayağa kalktı ve “Ya Resulallah! Ben bu ayın tamamını oruçlu geçirecek güce sahip değilim!” dedi. Peygamberimiz (sav) “O halde ayın başından bir gün, ortasında bir gün ve sonundan da bir gün oruç tutarsın. Böyle yaptığın zaman sen de ayın tamamını oruçlu geçirmiş sayılırsın. Zira yapılan iyilikler bire on mukabele görür” buyurdular. Sonra ilave ettiler “Sizler Recep ayının ilk Cuma gecesini gafletle geçirmeyin. O öyle bir gecedir ki melekler o geceye “Regâib Gecesi” adını vermişlerdir. O gecenin üçte biri geçtiği zaman melekler gökyüzünden yeryüzüne inerler ve Kâbe’nin etrafında toplanırlar. Allah Teâlâ onların hallerine muttali olur ve “Ey Meleklerim! Ne dileğiniz varsa benden dileyiniz” buyurur. Melekler de “Ey Rabbimiz! Dileğimiz Recep ayında oruç tutanların affedilmesidir” derler. Bunun üzerine yüce Allah “Bu dileğiniz yerine getirilmiştir” buyurur.

Kâbe kıble-i kâinat olduğu için melekler Kâbenin etrafında toplanırlar. Bu nedenle Recep ayının ilk Perşembe gününü oruçlu geçirmek gerekir. O günün gecesi de hem Cuma gecesidir, hem de Regaib gecesidir. Bu gece namaz ve ibadetle değerlendirilmesi gerekir. Böylece gündüzü oruçlu gecesi de ibadetle geçirilmiş olur.

4. Miraç Gecesi ve Fazileti:

Peygamberimiz (sav) “Bir kimse Recep ayının yirmi yedinci günü oruç tutarsa kendisine altmış yıllık nafile oruç sevabı verilir” buyurdular. Yine peygamberimiz (sav) “Kim Recep ayının gündüzünü oruçlu ve gecesini ibadetle geçirirse ona yüz yıllık ibadet sevabı verilir” buyurmuşlardır. İşte Miraç Gecesi olan Receb’in yirmi yedinci gecesinin fazileti böylece yüz yıllık nafile ibadete müsavidir.

Ancak böyle bir sevabı ve mükâfatı kazanmak için oruç tutan bir mü’min cahillik yapmamalıdır, yalan sözü ve işi bırakmalı ve dedikodu ve gıybet gibi ibadetin sevabını giderek amellerden uzak durmalıdır. Aksi taktirde bütün şartlarına riayet ederek kazanılacak olan ibadet sevabından mahrum kalır, en azından sevabı ve faziletini tam olarak kazanamaz.

Peygamberimiz (sav) “Oruç sadece yemeyi ve içmeyi bırakmak değildir; gerçek oruç boş sözleri ve kötü amelleri terk etmek ve Allah’tan korkarak günahlardan uzak durarak oruç tutmaktır” buyurmuşlardır.

İslam bilginleri “Beş şey ibadetin sevabını giderir, abdestli ve oruçlu olmanın faziletinden insanı mahrum bırakır. Bunlar da yalan söylemek, söz ve laf taşımak, gıybet etmek, şehvetle harama nazar etmek ve yalan yere yemin etmektir” demişlerdir.

5. Şaban Ayının Fazileti:

Peygamberimiz (sav) Şaban ayında çok oruç tutuyordu. Hz. Aişe (ra) sordu. “Ya Resulullah! Bu ayda çok oruç tutuyorsun. Bunun özel bir sebebi var mıdır?” dedi. Peygamberimiz (sav) “Yâ Aişe! Bu ay öyle bir aydır ki yüce Allah ölüm meleğine bu senede öleceklerin isimlerini verir. İsterim ki benim ismin oruçlu olduğum halde verilsin” buyurdular.

Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Allah dilediğini yaratır ve dilediğini seçer, insanların bu konuda seçme hakkı yoktur.” (Kasas, 28:68) Bu ayet-i kerimenin ifade ettiği manayı peygamberimiz (sav) şöyle açıklamıştır. “Yüce Allah her şey içinden dört taneyi seçti ve bu dörtten birini de diğerlerinden daha faziletli kıldı. Meleklerden dört büyük melek olan Cebrail, Azrail, Mikail ve İsrafil’i seçti. Bunlar içinden de Cebrail’i (as) seçip faziletli kılmıştır. Peygamberlerden de İbrahim, Musa, İsa, Muhammed’i (as) seçti ve bunlardan Muhammed’i diğerlerinden faziletli kıldı.

Yüce Allah peygamberin sahabelerinden Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali’yi (ra) seçti, bunlardan Ebubekir’i (ra) hepsinden faziletli kıldı. Yeryüzündeki mescitlerden Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Tur-i Sina’yı seçti, bunlardan Mescid-i Haramı faziletli kıldı.

Senenin günlerinden Ramazan ve Kurban Bayramının birinci günleri ile Arife ve Aşure gününü seçti ve bunların içinden Arife gününü diğerlerinden faziletli kıldı. Gecelerden ise Berat, Kadir, Cuma ve Ramazan Bayramı gecelerinin seçti, bunlardan da Kadir gecesini hepsinden daha faziletli kıldı.

Yüce Allah beldelerden dördü olan Mekke, Medine, Kudüs ve Mesacid-i Aşâir’i (Allah-ü a’lem İstanbul) seçti; bunlardan da Mekke’yi hepsinden faziletli kıldı. Dağlardan da Uhud, Tur-i Sina, Liham ve Lübnan dağlarını, bunlardan da Tur-i Sina’yı faziletli kıldı. Irmaklardan ise Ceyhun, Seyhan, Fırat ve Nil nehirlerini, bunlardan da Fırat nehrini faziletli kıldı.

Yüce Allah aylardan Recep, Şaban, Ramazan ve Muharrem aylarını, bunlardan da Şaban ayını seçerek peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) ayı kılmıştır. Peygamberimiz (asv) tüm peygamberlerin faziletlisi olduğu için ayı olan Şaban ayı da faziletli kılındı.” Sonra peygamberimiz (sav) “Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır. Şaban günahları siler, Ramazan ise oruç tutanları temizler” buyurdular.

Şaban ayında Kur’an okunmaya başlanır, tüccarlar zekatlarını ayırırlar, borçlular borçlarını öderler, valiler hapistekileri affederler ve Ramazan ayı beklenir. Böylece herkes Ramazan ayına hazırlıklı girer.

6. Şaban Ayının Anlamı:

Şaban ayı “Şın-Ayın-Be-Elif ve Nun” harflerinden oluşan bir kelimdedir. Şın, şeref demek olup Şaban ayının şerefine işaret eder. Ayın, a’lâ demek olup üstünlük ifadesidir. Be, bu ayın bereket, birr, yani iyilik ve hayrında delalet eder. Elif, onun ülfetine delildir. Nun, ise Şaban ayının nuruna delalet etmektedir.

Bu mübarek ay madem peygamberimizin (sav) ayıdır, bu durumda “Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere salat ederler, ey iman edenler, sizler de ona salat-ü selam getirin” (Ahzab, 33:56) fermanına uyarak çokça salat-ü selam getirmelidirler.

Salatın manası, Allah’tan rahmet, meleklerden istiğfar ve şefaat, mü’minlerden ise dua ve övgü manasındadır. Mücahit der ki: “Salat, meleklerden muavenet ve yardım, Allah’tan başarı ve ihsan, mü’minlerden saygı ve peygambere tebaiyettir.

Sonuç olarak insan ömrü üç gündür. Senenin üç ayı Receb, Şaban ve Ramazan gibi üç gündür. Bu üç günü ve üç ayı gaflette geçirmeden Resulullah’a salavat getirerek ona uymak gerekir.

7. Berat Gecesinin Fazileti:

Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Hâ Mîm! Kitab-ı Mübin hakkı için! Biz o Kur’anı mübarek bir gecede inzal buyurduk” (Duhan, 44:1-3) ayetinde ifadesini bulan mübarek gecenin “Berat Gecesi” olduğunu müfessir İkrime (ra) bize haber vermektedir.

Kur’an-ı Kerim Allah kelamı olduğu için onun ile meşguliyet en değerli ibadettir. Bu nedenle peygamberimiz (sav) “Ümmetimin en faziletli ibadeti yüzüne bakarak Kur’an okumaktır” buyurmuştur. Yine, “Bir kimse mushafa bakarak Kur’an okursa Aziz ve Celil olan Allah o kimsenin anne-babasının azabını hafifletir, isterse onun anne-babası isterse kâfir olsun” buyurmuşlardır.

Peygamberimiz (sav) Berat Gecesinin fazileti ile ilgili olarak şöyle buyurdular: “Şaban ayının yarısı olunca Yüce Allah dünya semasına nüzul eder ve her Müslümanı bağışlar. Ancak müşriklerin, bidat ehli olanın, namusunu satan ve gidişi gelişi olmayanları bağışlamaz” buyurdular.

Yine peygamberimiz “Dünya işleri ve kulların amelleri bu gecede yüce Allah’a arz edilir. Bu gecede affedilen ve cehennemden azat edilenlerin sayısı Kelb kabilesinin koyunlarını tüyleri sayısı kadardır” buyurmuşlardır.

Peygamberimiz (sav) bunları anlattıktan sonra “Yâ Aişe! Bana bu gece müsaade eder misin Rabbime ibadet edeyim” buyurarak ibadete başladı. Kalktı rükuunu ve secdesini uzatarak namaz kıldı öyle ki ayakta durmaktan ayakları şişti. Şöyle dua ediyordu: “Allahümme innî eûzü bike min sahatike ve bi-muâfâtike min ukûbetike ve bike minke lâ uhsî senâen aleyke Ente kemâ esneyte alâ nefsik!” Yani “Allahım gadabındn sana sığınıyorum, cezandan affına ve senden yine sana sığınıyorum. Seni nasıl sena edebilirim ki sen kendini sena ettiğin gibisin” diyordu.

Hz. Aişe (ra) “ey Allah’ın Resulu! Yüce Allah senin gelmiş geçmiş günahlarını affettiği halde neden kendine bu kadar eziyet ediyorsun?” demesi üzerine peygamberimiz (sav) “Yâ Aişe! Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?” diye cevap veriyordu.

Peygamberimiz (sav) daha sonra Hz. Aişeye (ra) “Biliyor musun bu gecede ne hayırlar vardır?” dedi ve devam etti: “Bu sene doğacak çocuklar bu gecede yazılır; öleceklerin de her biri bu gece yazılır. Rızıklar ve eceller bu gecede takdir edilir. Kulların amelleri de bu gecede yüce Rabbe arz edilir. Nitekim yüce Allah’ın “Bu gece her hikmetli emir ayırt edilir” (Duhan, 44:4) buyrulmaktadır” buyurdular.

Hâkim b. Keysan (ks) “Allah bu gece kulların amellerine bakar, her kimi o gecede temiz bulursa ertesi seneye kadar onun temizliğini devam ettirir” demiştir. Peygamberimiz (sav) “Yüce Allah hayrı şu dört geceye dağıttı. Onlar da iki bayram gecesi, Berat gecesi ve sabah namazı vaktine kadar arife gecesidir” buyurdular. Bir başka rivayette ise “Beş gece olarak ifade edilmiş Cuma Gecesini de bu gecelerden biri saymıştır.”

Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre “Şaban ayının on beşinci gecesi Cebrail (as) gelip bu gecenin önemini haber verdi. Peygamberimiz (sav) sordu: “Bu gece nasıl bir gecedir?” dedi. Cebrail (as) “Bu gece Allah Teâla rahmet kapılarından üç yüz tanesini açar. Kendisine şirk koşmayan hemen herkesi bağışlar. Ancak büyücüleri, kâhinleri, şarap içen, faize ve zinaya devam edenleri müstesnâ tutar. Bunlar tövbe etmedikleri sürece Allah bunları affetmez” buyurdular.

Gecenin dörtte biri geçince Cebrail (as) yine geldi ve “Yâ Muhammed başını kaldır!” dedi. Peygamberimiz (sav) bakar ki cennet kapıları açılmış, her kapıda bir melek var şöyle nida ediyorlardı:

1. Ne mutlu bu gece rükû edenlere!

2. Ne mutlu bu gece secde edenlere!

3. Ne mutlu bu gece dua edenlere!

4. Ne mutlu bu gece Allah’ı zikredenlere!

5. Ne mutlu Allah korkusu ile ağlayanlara!

6. Ne mutlu bu gece Müslümanlara!

7. Hiçbir isteği olan yok mu isteği kabul edilsin!

8. Günahlarına tövbe eden yok mu günahları bağışlansın!

Cennetin kapıları bu gece sabaha, tan yerinin ağarmasına kadar açık kalır.

Yâ Muhammed! Allah bu gece Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca kimseyi cehennemden azat eder” buyurdular.

Şabanın on beşinci gecesine “Beraat Gecesi” denmesinin sebebi yüce Allah’ın bu gece tövbe eden ve ibadet edenlere “Kurtuluş Beraati” vermesinden dolayıdır. Günahkarlara cehennemden kurtuluş berati verilirken günahı olmayan veli kullarının da derecelerini yükseltir ve onlara da ziyana uğramama garantisi ve beraati verilir.

Nitekim peygamberimiz (sav) buyurdular: “Beraat gecesi yüce Allah halkına rahmet nazarı ile nazar eder. Mü’minleri bağışlar, kâfirlere mühlet verir, kin ve haset ehlini dahi tövbe edene kadar hallerine terk eder ve tövbe etmelerini bekler” buyurdular. Sonra devam ettiler: “Mü’minlerin Ramazan ve Kurban olmak üzere iki bayram günü olduğu gibi meleklerin de iki bayram gecesi vardır. Onlar da Beraat ve Kadir Gecesidir” buyurdular.

Beraat gecesinde okunacak en değerli dua “Allahümme inneke afüvvun kerîmün tühibbu’l-affe fa’fuannî” yani, “Allahım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizi affet!” duasıdır.

Beraat Gecesi kılınacak 100 rekâtlı bir de namaz vardır. Bu namazın her rekâtında Fatiha Suresinden sonra 10 defa İhlas-ı Şerif okunur. Böylece 1000 ihlas-ı şerif okunmuş olur. Bu namaza “Hayır Namazı” adı verilir. Tabiinin ileri gelenlerinden Hasan-i Basrî (ra) “Ben bu namaza dair otuz sahabeden sena ve övgü işittim. Tesbih namazı gibi faziletli bir namazdır. Kim bu namazı kılarsa Allah Teâlâ ona yetmiş rahmet nazarı ile nazar eder. Her nazarında o kulun yetmiş ihtiyacını giderir. Bunların en küçüğü Allah’ın af ve mağfiretidir” demiştir.

Youtube Kanalıma Abone Olun!

Düzenli olarak paylaştığımız videoları kaçırmayın.

Abone Ol